Berkin İçin Gelenler Dilek Doğan İçin De Geldi – 2

Dayandık Zulmün Kapısına Yıktık Korku Kalelerini

ENTERNASYONEL, FAŞİZMİ ŞÖYLE TANIMLIYOR:

TEKELCİ BURJUVAZİNİN;

– EN GERİCİ,

– EN ŞOVENİST,

– EN KATLİAMCI

VE SALDIRGAN KESİMİNİN

AÇIK, BASKICI, KAN DÖKÜCÜ DİKTATÖRLÜĞÜDÜR.

İşte böyle bir düşmanla savaşıyoruz.

Faşizmin korkusu sadece yaptıklarında değildir. Esas olarak yarattığı baskı sonucu oluşan korkudur.

– Takip edilme korkusudur.

– İnsana emeğini, insanlığını kazandıracak eylemlerden, direnme hakkını bile kullanmaktan duyulan korkudur

– Tutuklanma korkusudur.

– Gözaltına alınma korkusudur.

– İnsanı insan olmaktan korkutan korkudur.

İşte biz bu korkuyu yendik.

Ölümü rezil kepaze eden Cepheliler yendi bu korkuyu.

Cayır cayır bir gece yaşandı İstanbul’da.

Güç, biat etmeyen yürek ve beyindir. Bunu biliyoruz.

Biz Leyla komutanın yoldaşlarıyız.

Siz Leyla’yı öldürdüğünüzü mü sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz.

Tüm dünyada savaşan örgütlerin silahlarını gömdüğü bir süreçte Leyla, bombalarla yerin yedi kat altına gömülen sığınaktan silahlarını alıp; yeniden yeniden, savaşan bir komutan olarak yaşamaya devam ediyor.

LEYLA GELENEKLERİMİZLE BÜYÜDÜ VE GELENEKLERİMİZİ BÜYÜTTÜ, ÖLMEDİ.

BİLGEHAN DA DEVAM ETTİ GELENEKLERİMİZİ BÜYÜTMEYE. BİLGEHAN DA ADALET MEŞALESİ OLDU BU ADALETSİZ DÜNYAYA, SAYGI İLE ANIYORUZ!

Biz Cepheliyiz!

Cepheliler 46 senedir umut oldu.

Cepheliler 46 senedir umudu büyüttü. ve Cepheliler umudu YENİLMEZ KILDI.

Leyla, umudu yenilmez kıldı.

Biz Leyla’nın yoldaşlarıyız.

Devletin katliamla hedeflediği sindirme, korku, panik yaratma politikasını boşa çıkardık biz.

Halkımız,

20 Ocak 2017 günü DHKC savaşçıları İstanbul’da, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü ve Sütlüce’deki AKP İl Başkanlığı binalarını vurdu. Halk Kurtuluş Savaşçılarımız, Law’la düzenledikleri eylemlerle Dilek Doğan’ın katillerinden hesap sordu.

Zulmün ve yalanın, talanın karargahlarını vurduk.

Zulüm ve yalanın, talanın kararlarının alındığı AKP İstanbul İl Başkanlığı’nı ve bu kararların uygulandığı işkencehaneyi vurduk.

Katillerimizi, en korunaklı yerlerinde, beyinlerinden vurduk.

Dilek’i, 18 Ekim 2015 gece yarısı, Armutlu’daki evinde uykusundan uyandırıp ailesinin gözleri önünde kalleşçe göğsünden vurdular. Dilek, hastanede can çekişirken, katiller suç mahallinde delilleri yok etmekle meşguldü.

Katil polis, delilleri incelemek için gelen avukatları içeri almadı. Vurulduğunda Dilek’in üzerinde olan giysileri kaybettiler.

Ve Dilek’in toprağa karışmasının üzerinden bir yılı aşkın zaman geçmesine rağmen, katil polis Yüksel Moğultay hala tutuklanmadı.

Dilek’ten sonra Yılmaz Öztürk’ü yine Armutlu’da sokak ortasında, evine giderken vurdu katil polisler. Onlar da tutuklanmadı. Berkin’in katili hala cezalandırılmadı.

Gerçek suçlu AKP, iktidarıdır… Katillerin, hırsızların, yalancıların ağababası

AKP, devrimci adalete hesap vermekten kaçamayacak.

Dilek’in katillerini unutmadık, unutmayacağız, barışmayacağız, affetmeyeceğiz!

Hakiminden savcısına, mahkeme tutanaklarında imzası olan tüm herkesi uyarıyoruz.

Katili tutuklayacaksınız!

Çocuklarımızı sokak ortasında, ekmek almaya giderken, kendi evinde öldüremeyeceksiniz!

İşlediğiniz tüm suçların cezasını kendi ellerimizle vereceğiz.

Zulümlerinizle birlikte sizi de yok edeceğiz.

UNUTMAYIN, BİR DÜZEN VARSA, BOZAN DA VARDIR.

BİZ SİZİN BU ZULÜM DÜZENİNİZİ BOZACAĞIZ.

BU YALANLARINIZI BOZACAĞIZ.

NEDEN HEP BİZ ÖLÜYORUZ?

Oligarşi, neden Armutlu’da karagözlü Dilek’i öldürdü? 14 yaşındaki Berkin neden vuruldu?

Bizi öldürüyorlar çünkü; tüm yer-altı yer-üstü zenginliklerimizi önlerine hiçbir engel çıkmadan yemek istiyorlar… Anadolu’muzda, vatanımızda, 30 tane dolar milyarderi yiyor tüm zenginliklerimizi…

6 milyon işsizin olduğu; açlık sınırı 1432 TL iken, 1404 TL’lik asgari ücrete mahkum edildiğimiz bir ülkede yaşıyoruz.

Biz emeğimizle yoksullaşırken; gece yatağa aç girerken; 30 tane milyarder yiyor tüm zenginliklerimizi, bizim emeğimiz üzerinden zenginleşiyorlar. AKP, bu dolar milyarderlerinin düzenini koruyor. Bizim olanı bizim elimizden alırken de; sesimizi çıkartmayalım diye faşist terörle saldırıyorlar bize.

Armutlu sıradan bir mahalle değildir, direnenlerin olduğu bir mahalledir. Devrimcilerin kurduğu, savunduğu bir mahalledir. Armutlu’ya gelişlerinin nedeni de budur.

Kapitalizmin adaletsizliği, eşitsizliği, sömürüsü, özel mülkiyeti, karşısında bir direnişi açığa çıkartır. Zulüm varsa direniş de vardır.

Ülkemizde sürekli bir milli kriz vardır. Ekonomik kriz siyasi baskıyı doğurur. Başka hiçbir seçeneği yoktur. Çünkü oligarşi krizden çıkamaz. Bu nedenle de işkence, baskı süreklidir; iktidarını sürdürmek için zorunludur…

Bu vahşi sömürüyü sürdürmek için yalan ve demagoji vazgeçemediği bir silahtır faşizmin. Oligarşinin rastgele seçtiği bir mahalle değildir yani Armutlu…

“Yeterli kâr olunca sermayeye bir cesaret gelir. Güvenli bir yüzde 10 kâr ile her yerde çalışmaya razıdır; kesin yüzde 20, iştahını kabartır; yüzde 50, küstahlaştırır, yüzde 100, bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır; yüzde 300 kâr ile, sahibini astırma olasılığı bile olsa, işlemeyeceği cinayet, atılamayacağı tehlike yoktur.” (İ.J. Dunning, K. Marks, Kapital, Birinci Cilt, s. 779)

İşte bizi de bu nedenle öldürüyorlar… Öldüremediklerini yoksullaştırıyor, yozlaştırıyorlar…

Kapitalizmin iki sırrını çözdü Marks diye öğretir

Lenin: Kapitalistler aklımızı ve elimizin ürününü çalıyorlar….

Aklımızı ve emeğimizi çalarken; biz uyanmayalım diye yalan ve demagojiye başvuruyorlar; faşist terörle ezmeye çalışıyorlar. Başlar kalkmasın, sorular sorulmasın, halk ayaklanmasın diye katliamlarıyla gözümüzü korkutmak istiyorlar.

3 tarafı denizlerle çevrili, 55 gölü, 83 akarsuyu, yeraltı kaynakları yönünden dünya madenciliğinde adı geçen 132 ülke arasında toplam üretim değeri itibarıyla 28′inci, maden çeşitliliği itibarıyla 10′uncu sırada yer alan bir vatanımız var.

Bu tabloya rağmen aç, işsiz, yoksul kalıyoruz.

Yeraltı yerüstü zenginliklerimizi sömürmeyi sürdürmek için bizi öldürüyorlar.

12 Eylül cuntası, Oligarşinin IMF ve Dünya Bankası ile birlikte hazırladığı 24 Ocak ekonomik kararlarını hayata geçirmek için yapılmıştı.

19 Aralık Hapishaneler Katliamı’nın gerçek nedeni bizzat dönemin Başbakanı Ecevit tarafından itiraf edilmişti: “IMF kararlarını uygulayabilmemiz için hapishaneler sorununu çözmemiz gerekir.”

Yani yoksul halkın öncüsü, önderi devrimci tutsakları F tiplerine atıp, tecrit etmeli, direnişlerini kırmalıydılar.

Ecevit, 19 Aralık Katliamı’ndan 1 yıl sonra, 2001 yılına girerken yayınladığı yılbaşı demecinde “Cezaevleri sorununun çözülmesi geleceğe umutla bakmamıza etken oluyor” demiştir.

Onun sözünü ettiği gelecek, emperyalistlerin, oligarşinin geleceğidir.

İktidarın, devrimcilere ve halka yönelik saldırısı;

Emperyalizmin işbirlikçiliğini daha rahat sürdürebilmek için, Halkı daha çok ve daha kolay yoksullaştırabilmek için, soygun düzenini engelsiz sürdürebilmek içindir…

Bugün halklara yönelik saldırının ardında yatan da düzenlerini sürdürme isteğidir.

Biz devrimciler, bu düzeni kabul etmiyoruz. Bizim olanı almak için savaşıyoruz. Çalınan, gasp edilen tüm haklarımızı, varlıklarımızı almak için mücadele etmeye kararlıyız. Halkımızı susturamayacaklar çünkü biz varız… Ve bu uğurda ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin hoş geldi, safa geldi!

Aç kurt, aslana saldırır… Açlar hiçbir şeyden korkmazlar…

Açlık, yoksulluk, zulüm olmasın diye, analar-çocuklar ağlamasın diye, çocuklarımız açlıktan hırsızlık yapmasın diye, beyinlerimiz uyuşturucu ile uyuşturulmasın diye… Bu zulüm düzeni sürmesin diye savaşıyoruz.

FAŞİZM ADALETİ ÖLDÜRDÜ, BİZ YAŞATACAĞIZ!

Adalet mülkün değil, faşizmin temelidir bizim ülkemizde.

Adaleti Küçükarmutlu’da öldürdüler… Biz yeniden hayat vereceğiz adalete…

Adalet bizimle anılır ülkemizde.

Kan adaletle susar bizim ülkemizde.

Dilek Doğan’ın vurulduğu ev kendi eviydi.

Tek isteği vardı, GALOŞ GİYİN dedi… Bir gece yarısı evine gelen katiller sürüsünün evini kirletmesine izin vermedi. Bunun için katlettiler onu. BU KADAR UCUZ EVLATLARIN CANI BU ÜLKEDE.

CAN YOKLUKTA UCUZDUR der halkımız, katillere emir verenlerin evlatları ne kadar pahalı acaba, kaç para eder FIRILDAK SÜLEYMAN’IN EVLATLARI, TAYYİP ERDOĞAN’IN EVLATLARI KAÇ PARADIR MESELA? ON KATINI, YÜZ KATINI ÖDEYELİM. BİZ YOKSULUZ DİYE Mİ BU KADAR UCUZDUR DİLEK’İN CANI? Bir mermi parası öyle mi? Yok öyle değil, DİLEK’İ KATLETMENİN bedelini ödeyeceksiniz. 1 dolarlık mermi ile kıydıkları canlarımızın bedelini ödeyecekler…

Kara gözlüsünün ardından annesi:

“Faşist, vicdanın yok muydu

Dört kardaşa bir bacı çok muydu

Faşist, vicdanın yok muydu

Bir anaya bir kız çok muydu

Sen sürmeliye kıydın

Senin vicdanın yok muydu?” diye ağıt yakmıştı.

Analar ağıt yakarken; hesaplarını sormak için and içiyoruz biz.

Düşmanın üzerine kılıç gibi keskin

Ok gibi direk gideceğiz

Hedeflerimiz o kadar NET OLACAK:

EMPERYALİZM VE OLİGARŞİ ADINA ZULÜM KARARLARINI VEREN AKP VE ONLARIN KİRALIK KATİLİ POLİS TEŞKİLATI…

Ayaklarımızın altında sert toprak korkudan sarsılabilir.

Dehşet karşısında gök iki büklüm olabilir

Fakat biz asla yolumuzdan dönmeyeceğiz!

Adaletsizlik insanların içine öfke yerleştirir. Adalet uğruna dövüşüyoruz biz.

Ne zulüm, ne merhamet yalnızca ADALET İSTİYORUZ!

KATİL POLİS YÜKSEL MOĞULTAY CEZALANDIRILSIN İSTİYORUZ!

Katilleri koruyan bu düzenin bekçilerinden hesap sormaya devam edeceğiz.

AKP faşizmi hem katil, hem yalancı…

Dilek’i evinde vurdular…

Delilleri kararttılar.

Katilini tutuklamadılar.

Üstüne üstlük, katilliklerini gizlemek için “çatışma çıktı, vurduk” diye yalan söylediler.

Bu ülkenin polisine, halkı ve devrimcileri katletme özgürlüğü verilmiştir.

“Terörist” sanıp katletmek serbesttir!

Faşizmin Hukuku Yoktur… Faşizm yalan-demagoji ve terörle yönetir.

En büyük yalancı, en büyük terörist Faşist AKP iktidarıdır.

Dilek’in, Yılmaz’ın, Berkin’in ve AKP iktidarının sadece 11 yılında bizzat Devlet eliyle öldürülen 241 çocuğun hesabını biz soracağız… (*)

HALKA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR CEZASIZ KALMAYACAKTIR…

BİZ BU ÜLKENİN DEVRİMCİLERİYİZ; HALK KURTULUŞ SAVAŞÇILARI OLDUĞU SÜRECE, HALK ÇOCUKLARINI ELİNİZİ-KOLUNUZU SALLAYARAK KATLEDEMEYECEKSİNİZ. KIYAMETİNİZ OLACAĞIZ!

“Halk adaletsiz kalmayacak! Dilek Doğan’ın ve ondan önce vurulan tüm evlatlarımızın hesabını soracağız” demiştik. Sözümüzde duruyoruz, duracağız…

GECE YARILARI ELLERİNİ-KOLLARINI SALLAYA SALLAYA MAHALLELERİMİZE GİREMEYECEKLER…

Yoksul mahallelere kurduğunuz abluka sorunu çözmez… Yoksul mahallelerden yetişen halk çocuklarıyla soracağız hesabımızı!

Yediler kara kafamızın ömrünü

Yediler ve doymadılar

Yerler ve doymazlar

Yedikçe doymayacaklar

Gözlerini toprak

Gırtlaklarını bıçağımız doyurana dek

SİZİ O BARİYERLERE GÖMECEĞİZ!

AYLARDIR İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde 6 kat barikat var. Suçlarını bilenler, kendilerini korumaya alıyor; katil kat kat zırhla donatıyor kendisini ama HALKIN ADALETİNDEN KAÇAMAZSINIZ. Size kaçacak bir küçük delik bile bırakmayacağız.

Kendinizi değil 6, ister 12 kat bariyerlerle çevirin, beton yetmezse çelik zırhlarla kaplayın NAFİLE!

HALK KURTULUŞ SAVAŞÇILARINA BARİYER DE OHAL DE İŞLEMEZ. NE YAPARSANIZ YAPIN HALKIN ADALETİ OHAL SÜRERKEN, 25 METRE MESAFEDEN, DİBİNİZE GİRİP TEPENİZE BİNECEK, SİZİ SARAYLARINIZDA VURACAĞIZ!

SİZİN OHAL’İNİZ VARSA, BİZİM DE BU HALİMİZ VAR İŞTE. İKİ HALK KURTULUŞ SAVAŞÇISI İKİ KALENİZİ VURDU, DEHŞET GECESİ DEDİNİZ. DAHA DEHŞET GÖRMEDİNİZ SİZ. GÖSTERECEĞİZ! O BARİYERLERE GÖMECEĞİZ SİZİ!

ZULÜM KORKUYLA BESLENİR, BİLİYORUZ!

“Dehşet gecesi”, “çifte saldırı”… manşetleriniz; “isabet etmedi”, “sıyırdı geçti”, “girişim oldu”, “bomba patlamadı”, “silah ateş almadı”… Bu fabrikasyon yalanlarınızın kaynağını çok iyi biliyoruz.

Yalanlarınızla, eylemlerimizin yarattığı siyasi gücün üzerini alelacele kapatmak istiyorsunuz. Halkı yalanlarla beslemek istiyorsunuz. Sansür halktan duyulan derin korkudur; halkın gücünden duyulan dehşetli korkudur; fakat çabanız nafiledir; yalanlarınız sizi kurtaramayacak.

Burjuva medya, alt yazılarına varıncaya kadar AKP tarafından kontrol ediliyor. Sansür ve ideolojik baskı, halkı kuşatmak, hareketsiz kılmak istiyor. Bu kuşatmayı eylemlerimizle yaracağız.

VATAN İŞKENCEHANESİ ZARAR GÖRMEDİ DENDİ, BAHÇE DUVARI DENDİ VE NİHAYETİNDE TERÖRLE MÜCADELENİN BULUNDUĞU C BLOK… DENİLDİ.

BURADA AMAÇ, ALTI KAT BARİKATLA KORUNAN İŞKENCE KALESİNE, SAVAŞÇILARIMIZIN SESSİZCE NASIL SIZDIKLARININ ÜZERİNİ KAPATMAKTI.

ESENYURT’TA SİLAH TUTUKLUK YAPTI AMA HER NEDENSE İKİ KAT KUŞATMAYI ÇATIŞARAK YARIP ÇIKTI SAVAŞÇI… BURADA AMAÇ, “ÖRGÜT ÇALIŞMAYAN SİLAHLARI VERİYOR” GÜVENSİZLİĞİNİ YARATMAKTIR.

AKP, KÜÇÜK HASAR VAR DİYEREK, 24 SAAT ÖNÜNDE AKREP, ÖZEL TİM BEKLEYEN İSTANBUL İL MERKEZİ’NE SAVAŞÇILARIMIZIN 25 METRE NASIL YAKLAŞTIKLARININ ÜZERİNİ ÖRTMEKTİR.

FAŞİZM KATİLDİR, YALANCIDIR. CÜRETİMİ-ZİN, EYLEMİMİZİN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İÇİN BU YALANLARI SÖYLÜYOR. AKP YALANCI, BUNA İNANANLAR İSE APTALDIR.

AKP PSİKOLOJİK SAVAŞ YÜRÜTÜYOR; HERKESİ APTAL YERİNE KOYACAĞINI SANIYOR.

HİÇBİR PSİKOLOJİK SAVAŞ GERÇEKLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZ

Emperyalizmin ve onların uşaklarının uyguladığı psikolojik savaşın hedefleri şunlardır:

1- Halkların örgütlerini, isyan geleneklerini, direniş ruhlarını, inançlarını, kültürlerini yok etmek.

2- Varolan örgütlenmeler arasında, taraflar arasında anlaşmazlıklar yaratmak.

3- Halkta moral bozukluğu yaratmak.

4- Halkları yalnızlaştırmak, devrimcilere desteğin önüne geçmek.

5- Kitlelerde bilinç bulanıklığı yaratmak.

6- Gerçekleri yalanlarla karıştırarak çarpıtmak.

Saldırılarının hedefine ulaşabilmesi için emperyalizm, ilk önce anti-emperyalist güçleri yok etmelidir. Bu nedenle emperyalizme karşı olan tüm güçler yok edilmesi gereken güçler olarak görülür.

Emperyalizm için öncelikle yok edilmesi gerekenlerin başında ideolojik olarak Marksist-Leninistler gelmektedir.

‘90’ların başında sosyalist sistemin yıkılmasıyla emperyalizm, hedef listesini genişletmiştir. Artık emperyalizmin hedefinde; devrimci örgütler, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı direnen anti-emperyalist güçler vardır.

Emperyalizm, moral değerlerini, umudunu kaybetmiş, sinmiş, kültürel yozlaşmaya ve bozulmaya uğramış bir toplum yaratmaya çalışır. Çünkü ancak böyle bir toplum emperyalizmin, onun işbirlikçilerinin vahşice sömürüsüne boyun eğer. Bundan dolayı ideolojik-psikolojik saldırı araçlarını çıkarmış ve kullanmıştır.

İşte tüm bunları hayata geçirmek için uyguladığı ideolojik-psikolojik saldırılardır bunlar.

Bu yürütülen psikolojik savaşa herkesin dikkatini çekmek istiyoruz; çünkü işbirlikçiler açısından en düşük maliyetli savaş budur ve bu savaş bir paket program içinde yürürlüğe konulur.

Evet, psikolojik savaş emperyalistler ve işbirlikçileri açısından en düşük maliyetli olanıdır. Emperyalizmin psikolojik ve ideolojik saldırısının nedeni moral bozmaktır. Bu kadar ucuza satmayın kendinizi, bu kadar aptal yerine koydurtmayın kendinizi.

Faşizmin temel silahlarıdır yalan ve terör… Biz bu nedenle eylem yapıyoruz, bu nedenle silahlı eylem yapıyoruz.

SİLAHLI EYLEMİ HALKA GERÇEKLERİ AÇIKLAMAK İÇİN YAPIYORUZ.

DİLEK NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ VE KATİLİ NEDEN TUTUKLANMIYOR…

İŞTE BUNLARI ANLATMAK İÇİN YAPIYORUZ

BU EYLEMLERİ; DÜŞÜNCE VE ÖRGÜTLENME

HAKKIMIZI ELİMİZDEN ALIYORLAR; BİZE BAŞKA

SEÇENEK BIRAKMIYORLAR.

Propaganda halka siyasi gerçekleri açıklamaktır. Yapılan bir devrimci eylem öncelikle o eylemin neden ve kime karşı yapıldığını hiçbir belirsizliğe, hiçbir yanlışlığa yer vermeden ortaya koymalıdır. Yani hedef ve verilmek istenen mesaj açık ve net olmalıdır. Haklılığını ve meşruluğunu sorgulatmamalıdır. Biz bunu yapıyoruz ve başardık da.

Dilekler’in hesabını sormak için ne tutsaklık, ne şehitlik bizi durdurabilir. Öleceğiz belki ama ölürken gözbebeklerimizde düşmanın kanlı yüzü, elimizdeki silahlar ise yoldaşlarımızda olacaktır.

Faşizm, devrimci şiddetle durdurulabilir. Evimizde, ekmek almaya giderken bizi bulan kurşunlar, elbet düşmanlarımızı da bulacak.

Binalarınızdaki cephe savaşçılarının izi, tüm yalanları tersyüz edecek.

KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK!

Dersim’de katlettikleri, emperyalizm ve işbirlikçileri karşısında, cesareti ve cüreti bayraklaştıran gerillalarımızın hesabını soracağımız korkusuyla, 19 Ocak akşamı, sadece Okmeydanı’nda 5 bin polisle operasyon düzenlediler.

Korku, için için yiyip bitiriyor halk düşmanlarını. Canevinden vurulanların acısı tazedir çünkü. Öylesine bir korku ki bu, freni patlayan minibüsten bile korkuyorsunuz.

Evinde, yatağında öldürdüğünüz Dilek kabuslarınıza girecek. Halk kurtuluş savaşçılarımız, sizin kabusunuz olacak. Ölüm ile teslim alınmayan, korku ile satılmayan canların kalbi hudutsuz çarpar.

Dersim’in hesabı için daha çok uykusuz kalacaksınız. Kenan, Leyla, Mahir, Oğuz, Onur, Çayan, Hünkar, Naciye, Mustafa, Melih, Tuncel, Aysun, Hüseyin, Murat ve Bünyamin’in hesabını tek tek soracağız. Daha çok uykusuz gece geçireceksiniz… Dersim’de katlettiklerinizin hesabını aklınızın alamayacağı, hayal bile edemeyeceğiniz şekilde soracağız.

Biz 80 milyonuz.

80 milyon teslim alınır mı?

Teslim olun, vakit varken!

DÜŞMANLARIMIZ İÇİN KORKUYU CEHENNEME, HALK İÇİN KORKUYU UMUDA DÖNÜŞTÜRECEĞİZ.

Yapılanın yapanın yanına kar kaldığı yerde adalet yoktur. İşte bu nedenle halkın adaleti vardır.

Adaleti sağlamak için adaletsizliğe karşı savaşmalıyız.

Adalet dağıtmayan kanun, kanun değildir. Kanunlar, sömürü işleyişini kolaylaştırmak içindir. Bu nedenle bir gecede, PESPAYE KADINLARINIZIN birbirlerinin saçını başını yolduğu o meclisten geçirdiğiniz yasalarınıza uymayacağız. Halkımızı da bu kanunlara uymamaya çağırıyoruz.

Bu sömürü ve zulüm düzeni göründüğü kadar güçlü değildir. Halk birleşip örgütlenip savaşınca yıkılır. Ve halk kendi kaderine sahip olur.

Egemenlerin emekçi halklar üzerinde tepinmesine son vermek;

Eşitliği, adaleti, özgürlüğü kazanmak için; Bağımsızlık, Demokrasi ve Halkın Demokratik İktidarı için;

Sınıfsız sömürüsüz bir dünya için; savaşıyoruz, savaşacağız.

Faşizmi, kendi silahıyla vuracağız. Faşist terörü, devrimci şiddetimizle durduracağız.

OHAL, “terörle mücadele” dediklerinin “halkla mücadele” olduğunu artık herkes biliyor. Halka karşı savaşa, halkın faşizme karşı savaşıyla cevap verilir. Her alanda anti-faşist öfke ve kararlılığımızla militanca direneceğiz, savaşacağız. Birleşerek, direnerek faşizmin saldırısını püskürteceğiz.

Sıkıyönetimler, Cuntalar, Takrir-i Sükun’lar, SS kararnameleri, OHAL’ler, DGM’ler, TERÖRLE MÜCADELE YASALARI … NE KALDI BAŞVURMADIĞINIZ?.. ÇÖZEMEDİNİZ, ÇÖZEMEZSİNİZ! ÇÜNKÜ TEK YOL DEVRİMDİR!

Halkımız,

Tüm bu baskı ve zulüm düzeninin sahiplerine karşı birlik olup savaşalım.

Cepheye katılın, halkın savaşçısı olun. Umut dağda, şehirde Cephe gerillalarıyla büyüyor.

Umut savaşmaktadır, umut Cephedir!

DİLEK DOĞAN’IN KATİLİ YÜKSEL MOĞULTAY CEZALANDIRILSIN!

DİLEK’İN, YILMAZ’IN, BERKİN’İN KATİLLERİNİ HALKIN ADALETİNE TESLİM EDİN!

KATİL YÜKSEL MOĞULTAY’I YARGILAMAYIP, KORUYAN FAŞİST AKP, HALKA HESAP VERECEK.

O TUTANAKLARDA ADI, İMZASI OLAN HER POLİSİ HER SAVCIYI HER HAKİMİ İSTİFA ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ. HALK ÇOCUKLARININ KATLİAMINI YASALLAŞTIRMAYIN. O YASALARA UYMAYIN,

HALKIN ÇOCUKLARINI KATLEDENLERDEN, HALKIN ADALETİ HESAP SORACAK!

OHAL, HALKA KARŞI SAVAŞTIR, DERHAL OHAL’E SON VERİN!

DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ CEPHESİ

Not: Eylemlerimizden hemen sonra işkenceci polis, İstanbul’da çeşitli yerlere baskınlar düzenleyerek 5 kişiyi gözaltına aldıklarını açıklamıştır. Gözaltına alınanların eylemlerimizle ilgisi yoktur, ilgisiz insanları gözaltına almak AKP iktidarının ve onun Polis teşkilatının çaresizliğidir.

(*) TBMM’de milletvekilleri tarafından açıklanmış bilgidir.

Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi – Açıklama: 469 Tarih: 23.01.2017

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yazılar