GRUP YORUM ŞARKILARI HALKLARIN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİDİR!
GRUP YORUM’U YOK SAYMAK, HALKI VE TARİHİ YOK SAYMAKTIR!
27 Şubat 2024 tarihli Birgün gazetesinden, Karoft ve Pelin Batu’nun ortak projesi olan Zamanda yolculuk ve şarkılar isimli bir etkinlik yapılacağını öğrendik. Etkinlik tarihi 1 Mart yazıyor, şimdiye yapılmış olmalı. Biz hapishanede olduğumuz için akıbetini öğrenemiyoruz ancak proje hakkında söylemek hatırlatmak istediklerimiz var.
Karoft, “Şarkılar 60’lı yıllardan başlayarak kronolojik bir hikaye temelinde seçildi” diyor. Etkinliğin konserve müzikal anlatım şeklinde gerçekleşeceği belirtilmiş.Birgün gazetesinde Işıl Çalışkan’ın yaptığı röportajdaKaroft, şarkılar aracılığıyla zamanda yolculuk fikrininnasıl ortaya çıktığı sorusuna şöyle yanıt veriyor:
“Esasen bu fikrin geçmişi duyduğumuz özlem ve günümüzde eksikliğini hissettiğimiz her ne varsa o duyguların birikimiyle ortaya çıktığını söyleyebilirim. İlk olarak zamanda yolculuk teması üzerinde düşünmeye başladım ki bu hepimizin ilgisini çeken ve merak ettiği bir konu, sonrasında bunu müzikle nasıl birleştirebiliriz, yanı sıra o ruhu sahneye nasıl aktarabiliriz diye hayal etmeye başladım. Bu noktada dikkatimi en çok çeken dönem yani 60’lar ve özellikle 68 kuşağı ve dönemin müzikleri üzerinde çalışmaya başladım. Bir yanıyla da dönemin toplumsal ve siyasal olaylarının müziğe ve müzik kültürüne etkilerini araştırdım ve temel olarak gösterimizi bunun üzerine kurguladık. Böylelikle gösterimiz 60’lardan başlayarak 70’ler, 80’ler ve 90’lı yılları, dönemin önemli olayları ve şarkılarıyla birleştiren bir konser ve müzikal anlatım konsepti üzerine oturmuş oldu.”
Röportajın sonunda ise “… yer yer tarihin anılarıyla duygulanıp özlemini duyduğumuz güzel günleri hissedecek ve birbirimize sarılmanın kıymetini anlayacağız. Ve bu zaman yolculuğunun nihayetinde gelecek güzel günlere dair umutlarımızı hep birlikte yeşertmiş olacağız.” diyor.
Öncelikle şunu belirtelim; Karoft, özlemini duyduğu “güzel günlerin” neden güzel olduğunu da, gelecek güzel günlere dair umutlarını nasıl yeşerteceğini de söylememiş.
Tarih, halkların gücünü gösterir, bugünümüze ışık tutar. Tarih nostaljiden ibaret kalırsa bugünümüz de yarınımız da yok demektir. Gelecek güzel günler iyi dileklerle, temennilerle gelmeyecek. Dişe diş mücadele ile gelecek.
Geçmiş, ondan ders çıkartırsak gücümüz olur. Bugün, onu her ne pahasına olursa olsun savunursak anlamlıdır. Ve gelecek, mücadele edersek bizimdir. Uğruna mücadele edilmeyen hiçbir şey maddi ve manevi hiçbir şey maddi ve manevi bir değer yaratmaz. Sahip olmak istediklerimizi kimse önümüze sunmaz. Biz söküp alırız özgürlüğü, mutluluğu, huzuru, güveni.
Karoft, dün bugün yarın arasındaki diyalektik bağı kurmuyor. Ne demek güzel günler? “Güzel günler” olarak tanımladığı ve özlemini çektiği günlerde de emperyalizm ve onun kanlı diktatörlüğü olan faşizm vardı. Emperyalizme karşı savaşmak, işkenceye direnmek, faşizmin baskılarına karşı mücadele etmek o zaman güzeldi de bugün neden kaçıyorsunuz mücadeleden? Neden sadece özlüyor ve umuyorsunuz? Özlem ve ummak arasındaki köprü savaşmaktır. Özlemek. Savaşmak. Ummak. Savaşı reddederseniz en hafif deyimle hayalcisinizdir.
Aynı röportajda Pelin Batu;
“Şarkılar dönemin ruhunu, hızını, takıntılarını, güzelliklerini, hüzünlerini, öfkesini aynalayan, tarihin notalara dökülmüş halidir” diyor. Ve müziğin toplumun hafızası olduğunu belirtiyor. Tespit doğru elbette.
Şarkıların dili tarihin, insanlığın, bilimin dilidir.
Tarih, tekerrür etmeyeceğini, hep ileriye gideceğini söylüyor.
İnsanlık; tarih boyunca, onu ileriye taşımayan bir sistemin çürüyüp yok olmak zorunda olduğunu söylüyor.
Bilim, değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu, insanlığın tarihin yasalarına göre ilerleyerek sınıfsız sömürüsüz toplumu kuracağını söylüyor.
Ve bizim şarkılarımız tarihin, insanlığın, bilimin diliyle konuşup hayatı güzelleştirdiği için umudun dili ile konuşuyor. Bu dil; Pir Sultan’dan Grup Yorum’a kadar aktarılan, bir sarmal gibi büyüyüp tüm dünyayı saran bir dildir. Bizim şarkılarımız; tarihe tanıklık edenler tarafından değil, tarihin yapıcıları tarafından notaya dökülmüş, hayata yazılmıştır.
Bizi şarkılarla tarih yolculuğuna çıkarmayı vaat eden Pelin Batu ve Karoft Grup Yorum’u neden yok sayıyor?
Nasıl bir seçim yapıldığına bakınca; Beatles, Cem Karaca, Queen, Barış Manço gibi isimleri görüyoruz.
Seçmek, yani tercih etmek nedensiz yapılabilecek bir iş değildir. Elemeden seçim yapamazsınız. Neyi ne için seçer, elediğini neden eler insan, hepsinin bir cevabı var kuşkusuz.
Biz de cevabı Pelin Batu ve Karoft’as oruyoruz?
Yıldızlı Yüreğimiz İbrahim Gökçek’in deyimiyle; Anadolu’dan Antarktika’ya; Antarktika’dan Latin Amerika’ya susturulamayan Grup Yorum’u neden yok saydınız?
Grup Yorum’un şarkıları halkların geçmişini, bugününü, geleceğini anlatır.
Kawa’dan Bedreddin’e
Nesimi’den Pir Sultan’a
Mao’nun uzun yürüyüşünden Sierra Maestra dağlarına
Vietnam’dan Filistin’e
Mehmet Sait’ten Mustafa Suphilere
Mahir, Deniz, İbo’nun ‘68 silahlı mücadele çıkışından antifaşist direnişlere,
Güneş bile yasak dedirten 12 Eylül karanlığından, Tek Tip Elbise direnişine,
‘87 öğrenci eylemlerinden Irak’ın ABD emperyalistlerince işgaline
1 Mayıs işçi direnişlerine
Köylülerin eylemlerinden, depremde enkaz altında kalan halkımıza kadar; tarihin her döneminin ve yaşadığı çağın sesi olmuştur Grup Yorum.
Grup Yorum’un ki sadece tanıklık değildir. Çağının eylemcisidirler aynı zamanda. Tüm hak arama eylemlerinde onlar vardır. Irak’a, Filistin’e, canlı kalkan olarak giden, şarkılarını canlarıyla savunan onlardır.
Hapishanelerde geçen ömrümüzü, paramparça edilen enstrümanlarımızı, talan edilen kültür merkezimizi, yolunan saçlarımızı, kırılan kollarımızı, yasaklanan konserlerimizi, şarkılarımızı söyleyebilmek için şehit olan Helin ve İbo’muzu görmezden gelmek hangi seçimin sonucudur?
Gerçek olan şu ki; tarih yazanların şarkılarını yok sayanları, halklar ve tarih de yok sayar.
Bahar Kızılaltun