Halk Çocuklarının Eli Armut Toplamayacak!

Yürüyüş Dergisi 409. Sayısını Okumak İçin Tıklayınız

Berkin’in cenazesinin kaldırıldığı 12 Mart akşamı Okmeydanı’nda, kendilerine “Kasımpaşa 1453” adını veren AKP’nin beslemesi sivil faşistler provokasyon yaratmaya çalıştılar. Cepheliler, Berkin’in hesabını sormak için Okmeydanı’nda kurdukları Berkin Elvan barikatlarının başında beklerken, mahalledeki 3 tane mobese kamerasını imha ettiler. Ayrıca Örnektepe’deki iki seçim bürosu ile Talatpaşa’da bulunan üç katlı AKP Seçim Koordinasyon Bürosu yakılarak tahrip edildi. AKP’nin tüm seçim malzemelerinin olduğu depoları tamamen yandı. Halka saldıran bir akrep aracına silahla karşılık verildi. Cepheliler, mahallelerini savunmak için, yeni Berkinler’in katledilmemesi için resmi ve sivil tüm faşistlere karşı direndiler.

AKP Yönetemiyor, Krizi Derinleştikçe Saldırganlaşıyor

AKP, yönetememe krizi ile birlikte terörünü artırıyor. Çünkü faşizmin başka bir çıkar yolu yoktur. Faşizmin, halkın sorunlarını çözmek gibi bir çabası yoktur, olamaz. Faşizm, tekelci burjuvazinin en gerici, en şovenist, en katliamcı ve saldırgan kesiminin açık baskıcı, kan dökücü diktatörlüğüdür.

Yani faşizm, halkları bölüp-parçalayarak sindirmeyi; emperyalizme ve faşizme karşı birlikte yürüteceği mücadeleyi engellemek ister, bunun için çalışır.

Faşizm Burjuvazinin Gerçek Yüzüdür

AKP, saldırıyor çünkü halk, Berkin Elvan’ın cenazesine sahip çıkmıştır.

Çünkü halk, Haziran Ayaklanması’yla birlikte, devrimci politikalara destek vermiş, AKP’nin iktidarı tehlikeye girmiştir.

AKP, politikalarına karşı meydanlara çıkan milyonlarca insanın varlığından korkmuştur.

Çünkü AKP, “arkamızda yüzde 51 var” böbürlenmesinin altının boşluğunu çok iyi biliyor.

Çünkü AKP, yolun sonunu görmüştür; iktidarının ebedi olmadığının çok iyi bilincindedir.

Soygunculuklarının, talanlarının bu derece büyük olmasının bir nedeni de budur. AKP telaş etmektedir. Kendisinden olmayan herkese saldırmakta, balkondan ayakkabı kutusu göstereni gözaltına almakta, cenazeye gidenlere plastik mermilerle saldırmakta, gerçekleri yazan gazeteciyi kapı önüne koydurmakta, çıkar çatışmasına girdiği iktidar ortaklarını tasfiye etmeye çalışmaktadır…

Bir avuç mutlu azınlığın çıkarları uğruna kan ve gözyaşı ile halklara dayatılan faşizm gerçeği işte budur. Devrimci demokrat muhalefet yükseldiği zaman, devlet düzenini sürdüremez hale geldiği zaman devrimcilerin üzerine saldırmaktadır. 12 Eylül öncesi MHP’li faşistlerle yapılmak istenen sivil faşist terör şimdi AKP’li gençlik eliyle yapılmaktadır.

12 Mart gecesi Okmeydanı’nda yaşanan da budur. AKP’nin eli sopalı, eli satırlı çeteleri halka ve devrimcilere saldırdı. Bu saldırı Cepheliler’in inisiyatifiyle püskürtüldü. AKP’nin çeteleri kaçıp polislerin, akrep araçlarının arkasına sığındılar. Bunun ardından AKP’li sivil faşistler silahlanarak devrimcilere saldırdı. Cepheliler bu saldırı karşısında kendilerini ve halkı savunmak için silahlanarak karşılık verdi. Çıkan çatışmada sivil faşistlerden Burak Can Karamanoğlu adında bir kişi öldü iki kişi de yaralandı.

Mahallelerimize Girerlerse, Meşru Müdafa Hakkımızı Kullanacağız

AKP’li sivil faşistler, cenazemiz varken, bizim mahallemize girerek açıkça provokasyon yaratmak istemiştir.

Haneye tecavüz suçtur… Ve haneye tecavüzde, hane sahibinin silah kullanma hakkı vardır.

Meşru müdafaa burjuvazinin kendi yasalarında dahi vardır.

Devrimciler kendilerini savunmasa, Berkin gibi öleceklerdi.

Cenazeye saygısızlık suçtur!

Şehit ailesini tehdit etmek suçtur!

Devrimcilerin mahallesine sopalarla, palalarla girmek suçtur!

Berkin’i katledenlerin yalanlarıyla halkın üzerine saldırmak suçtur!

Polis denetiminde devrimcilere ateş edip, yalan söylemek suçtur!

Cepheliler, yeni Berkinler olmasın diye hesap sorma hakkına sahiptir. En meşru haktır direnmek!

Eğer bize saldırılırsa artık sadece yoksul halk çocukları ölmeyecek!

Bu düzenin adaleti yoktur, artık adaleti bu düzenden beklemeyeceğiz; tırnaklarımızla söke söke alacağız o adaleti!

Gece yatağa aç giren çocuklarımız, evine ekmek götüremeyen babalarımız, günyüzü görmeyen analarımız adına söz veriyoruz ki, halkın adaleti kazanacak!

Berkin’le Burak Aynı Değildir

Berkin Elvan ile Burak Can Karamanoğlu’nu aynı kefeye koyuyorlar. “İkisi için de üzülmeliyiz, Burak da Berkin de aynı” diyorlar. Sınıflar var olduğu sürece kimse bize herkesin kardeş olduğu yalanını söyleyemez. Burjuvazi ve proletarya arasındaki sınıf savaşımı, ideolojilerin savaşıdır. Bir yanda ezen, zulmeden, halkı aşağılayan, sömüren, yok sayan, halkın malını çalan, halkı yoksul ve aç bırakan faşist AKP iktidarı vardır; bir yanda emeğine, vatanına, geleceğine sahip çıkan, adaletsizliklere karşı ADALET, yoksulluğa karşı EKMEK, hak gasplarına karşı ÖZGÜRLÜK isteyen devrimciler ve halk vardır.

Berkin, bu ekmek, adalet ve özgürlük kavgasında Umudun Çocuğu olarak başından vurulmuştur. Burak, Berkin’i vuranların yalanlarıyla yola çıkarak halkın karşısında yer almış birisidir. AKP’nin yalan ve demagoji ile kemikleştirdiği bir faşisttir Burak.

Burak ve Berkin’i aynı kefeye koyanlar, düşmanlarımıza hizmet ediyordur.

Çünkü faşizm, kim dost kim düşman ayırdını yapmayalım diye uğraşıyor. Gözlerimizdeki sis perdesini kalınlaştırarak, düşmanımızın yüzünü gizleyerek hesap sormamızın da önüne geçmek istiyor. AKP, açık açık yalan söylüyor…

Bir Başbakan, her ağzını açtığında, yalan kusuyor. Devrimcileri karalıyor. Berkin’in katillerini açıkça sahipleniyor. Başbakan Tayyip Erdoğan:

“‘Polise talimatı kim verdi’ diyorlar: Ben verdim. Polisimiz kahramanlık destanı yazdı” demişti 6 kişinin katledildiği Haziran Ayaklanması’nda…

Berkin de Tayyip’in aynı talimatıyla başından vurulmuştur.

Hırsız, Katil AKP

Hırsız, Katil Recep Tayyip Erdoğan

Berkin’in katillerini çok iyi tanıyoruz… Okmeydanı’nın Cepheliler’in denetiminde olmasını, Okmeydanı halkının Cepheliler’e sahip çıkmasını hazmedemeyen AKP iktidarı, halka gözdağı vermek için 14 yaşındaki Berkin’i ekmek almaya giderken hedef alarak başından vurdu.

19-22 Aralık Katliamı’nı canlı yayınlarla halka izlettirerek, görüntülerini yayınlayarak halkı ve devrimcileri korkutmayı hedefleyen faşizm ne idiyse,

Berkin’i, gençlerimizi kafasından gaz fişekleriyle vurarak, gözlerini çıkartarak, sakat bırakarak gözdağı vermek isteyen de aynı faşizmdir. Talimatı veren kendisi itiraf etmiştir, cezasını halk verecektir.

Faşizm Yalan Söyler, Kara Propaganda Yapar

Faşizm yalan, demagoji ve terör ile yönetir. Berkin’i “terörist” olarak gösterip katilliklerini meşrulaştırmak isteyen AKP, yalancıdır. Tayyip’in söylediği her söz yalandır. Yalancılığının nedeni ahlaki bir yozlaşma değildir.

AKP yalancıdır çünkü, faşizm tekelci burjuvazinin çıkarlarını en kanlı, en zorbaca, en saldırgan yöntemlerle savunur. Hem böyle hareket edip hem de halkı yönetebilmek için yalana başvurmak zorundadır.

Yalan söyler, çünkü:

* Bilinç bulanıklığı yaratıp halkın hesap sormasını engellemek,

* Düzenine karşı gelişen tüm tepkileri yumuşatıp düzen içi kanallara akıtmak,

* Halkın fazla düşünmesine fırsat bırakmamak için gerçekleri saptırmak, adaletsizliğin sorumlularını gizlemek,

* Gerçekleri yalnızca kendi işine geldiği gibi vererek oligarşinin ideolojisini, politikalarını kitlelerin günlük yaşamına sokabilmek ister.

Haziran Ayaklanması’ndan bu yana bizzat Tayyip Erdoğan’ın ağzından yalanlar dinledik… Sadece ikisi bile AKP’nin yalan söylemekte sınır tanımazlığını göstermektedir:

Bezm-i Alem Camii’nde içki içildiğini söyledi. YALAN ÇIKTI!

Kabataş’ta bir kadına ve bebeğine üzeri çıplak erkeklerin saldırdığı yalanını söyledi… YALAN ÇIKTI!

Şimdi de Berkin’in ekmek almaya gitmediğini, elinde torpil, çatıştığı yalanını söylüyorlar.

Devrimcilerin adaletini karalamaya çalışıyorlar.

Devrimcilerin meşruluğunu bozmak için “cinayet”, “katil” yaftasını yapıştırmak istiyorlar.

AKP, yalanlarının altında kalacaktır.

Halk, gözünü açmış, gerçekleri görmüştür… Gerçekler sonsuza dek susturulamaz; er ya da geç bir gün mutlaka açığa çıkar. Kaldı ki, Berkin mahallesini savunmak için eylemlere de katılmıştır; ancak onu vurduklarında ekmek almaya gidiyordu. Faşizme karşı direnmek suç değildir.

Başbakan Erdoğan bu sözleriyle Berkin’i katlettiklerini de itiraf etmiştir.

Ne diyor Başbakan? Polise taş atanı başından vururuz diyor. Bana karşı çıkanı katlederiz diyor. Direneni öldürürüz diyor. On yıllardır faşist devlet devrimcileri çatışma süsü vererek katletmişti. Susurluk’un kontrgerillacıları bile katletmek için çatışma süsü veriyorlardı.

Başbakan Erdoğan ona bile gerek duymuyor. Berkin’in yüzünde fular, elinde sapan ya da taş olması katledilmesi için yeterli… Katil Erdoğan Berkin’i katletmelerini bu kadar da pervasızca sahipleniyor.

AKP’nin Yalanlarına İnanmayın, Kendinizi AKP’ye Kullandırtmayın

Kasımpaşa 1453 isimli sivil faşist çete, tekbir getirerek Cepheliler’e saldırmadan önce Fatih Sultan Mehmet Caddesi üzerindeki sokak aydınlatma lambaları söndürüldü. Elektrikleri kestiler… Bu, polis operasyonlarından bildiğimiz bir yöntemdir. Elektrikleri keserek, korku yaratmak, paniğe sevk etmek isterler.

İkinci bir tanıdık yöntem ise, milliyetçilik temelinde kışkırtma yapılmasıdır. AKP, tabanını sokağa çıkartabilmek için “PKK’liler saldırıyor” yalanını söyledi.

AKP’nin işkenceci polisi açıklamasına göre Cepheliler, Kulaksız’a giderek iş yerlerini ve arabaları tahrip etmeye çalıştı.

Hepsi yalandır. Yalanda sınır tanımıyorlar.

“Kasımpaşa 1453” AKP’li Faşist Bir Çetedir

Kasımpaşa 1453, Kasımpaşaspor’un taraftar grubu olarak görünüyor. Maçlarda tekbir getiren, slogan dahi üretme becerisinden yoksun, papağan gibi Haziran Ayaklanması sloganını çalarak “Her yer Tayyip, her yer Erdoğan” sloganını atan bir çete… Kasımpaşaspor’un kendisi gibi zorlama bir çete…

Kasımpaşaspor, Turgay Ciner tarafından satın alınarak, AKP’nin tabanını güçlendirmek için bir araç olarak kullanılmak istendi. Futbol ile gençliği uyutmak ve kendi kitlelerini yaratmak istediler. AKP’li tekellerin desteğiyle oluşturulan “havuz” ile finanse ediliyor Kasımpaşaspor.

Yönetim Kurulu’nda kimlerin olduğunu Yurt Gazetesi’nden Hakan Gülseven’in 14 Mart tarihli köşe yazısından aktaralım:

“İşadamı Zafer Yıldırım, Tayyip Erdoğan’ın aile dostu Hasan Hilmi Öksüz, Fethullah Gülen’in ‘dostu’ armatör İhsan Kalkavan, reklamcı Yiğit Şardan, Mesut Yılmaz’ın biraderi Turgut Yılmaz, Rus gizli polis teşkilatında astsubayken kısa zamanda dünyanın sayılı armatörleri arasına giren Mübariz Mansimov, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve nihayet, son dönemde ‘Alo Fatih’ olarak tanınan Fatih Saraç!..”

Okmeydanı’na Saldırı Bizzat AKP İstanbul İl Teşkilatları Tarafından Örgütlenmiştir!

Burak Can Karamanoğlu vurulduğu zaman, haberi polisten de önce AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu verdi. Babuşçu, CNN Türk’te telefonla bağlandığı Tarafsız Bölge programında canlı yayında “1 saat önce 22 yaşında bir genç Okmeydanı’nda öldürüldü. Polis yapmadı” dedi.

Facebook’taki “Kasımpaşa 1453 grubu” hesabında paylaşılan mesajlarda, Berkin Elvan’ın cenaze töreni hedef gösterildi. Akşam saatlerinde “Çeşme Durağı geçilmez… Kısa sürede 1000 kişi olduk” gibi kışkırtıcı ifadelerle durakta toplanma çağrısı yapıldı.

Çağrıya cevap veren Kasımpaşa 1453 üyesi bir kişi “Emanetlerle gelelim mi?” diye sordu.

Babuşçu’nun açıklamasından sonra AKP’liler tarafından “katil Geziciler Burak’ı öldürdü” etiketi altında internet üzerinden saldırı başlatıldı. Olayla ilgili olarak valilikten ve Emniyet Müdürlüğü’nden uzun süre bir açıklama yapılmadı. İstanbul Valiliği, Babuşçu’nun televizyondaki açıklamasından yaklaşık bir buçuk saat sonra, gece saat 01.10′da yazılı bir açıklama yaptı. Yani Emniyet Müdürlüğü, Babuşçu’nun hızına yetişemedi.

Sonuç olarak, yaşanan masum bir kavga değil, sağ-sol çatışması değil, bizzat AKP İstanbul İl teşkilatları tarafından örgütlenmiş sivil faşist saldırıdır.

Burak Can Karamanoğlu ise bizzat AKP üyesidir.

12 Eylül öncesinde sivil faşistler “Biz devlete yardımcı olduk” diyordu.

Bugün yaşanan da budur. Polisine sokak ortasında adam vurma yetkisi veren, işkencecilerini yasal korumaya alan AKP, torba yasalarla hayatın her alanında haklarımızı gasp eden AKP, krizini bunlarla da çözememiştir.

Halkın başkaldırısının yükselmesi, adalet özleminin ete kemiğe bürünerek halkın adaletinin savunulur hale gelmesinin korkusuyla pervasızlaşmıştır. Daha da artacaktır bu pervasızlığı. Çünkü bu faşizmin niteliğidir. 12 Eylül öncesi MHP’nin üstlendiği görev, şimdi AKP kendi tabanıyla yapıyor. Sivil faşist örgütlenme devletten, kontrgerilladan ayrı değildir. Sivil faşist saldırılar devlet politikasıdır, AKP’nin Haziran Ayaklanması’ndan bu yana sonunun başlangıcını görmesiyle birlikte son çırpınışlarının ürünüdür.

Sonuç Olarak;

1- Okmeydanı’ndaki saldırı sağsol çatışması değil, sivil faşist saldırıdır.

2- Saldırı doğrudan AKP’nin Berkin’in cenazesinin kaldırıldığı akşam saldıracak kadar alçakça bir provokasyondur.

3- AKP’nin provokasyonu Cepheliler’in direnişiyle, hesap sormasıyla boşa çıkartılmıştır.

4- Burjuva basın aracılığıyla Berkin ile Burak aynılaştırılmaya çalışılıyor. Berkin ile Burak aynı değildir. Berkin AKP faşizmine karşı direnen halkın çocuğudur. Cephe’nin genç militanıdır. Berkin, vatanımızı emperyalizme satanlara, halkımızı sömürenlere karşı direnenlerin safındadır; Burak ise katillerin safındadır.

5- Çocuklarımızın ekmek almaya giderken beyinlerinin akıtılması karşısında, cenazelerimize plastik mermilerle saldırılması karşısında kimse “terör” edebiyatı yapamaz. Cepheliler, kendilerini savunmuşlardır, halkın adaletini uygulamışlardır.

6- AKP, TOMA’larıyla, gaz bombalarıyla, copuyla, faşist yasalarıyla, katillerini koruyan mahkemeleriyle halkı teslim almayı başaramamıştır. Halk ülkenin dörtbir yanında her gün sokaklarda taşla, sopayla, barikatlarıyla, sapanlarıyla direnmektedir. AKP iktidarını korumak için son çare olarak halkları birbirine düşürmek gibi alçakça provokasyonlara başvurmaktadır.

7- Burak Can Karamanoğlu gibi AKP’nin kullandığı yoksul halk çocuklarına çağrımızdır:

AKP, HIRSIZ, KATİL, TEKELLERİN TEMSİLCİSİ HALK DÜŞMANIDIR!

YAĞMA TALAN DÜZENİNİ KORUMAK İÇİN SİZİN GİBİ YOKSUL HALK ÇOCUKLARINI YALANLARLA BESLEYEREK KULLANMAKTADIR. SİZLER YİYECEK EKMEK PEŞİNDE KOŞARKEN, ONLARIN EVLERİ KAMYONLAR DOLUSU BİZİM EMEĞİMİZDEN ÇALDIKLARI PARALARLA DOLUDUR. SİZİN SAFLARINIZ HALKIN SAFLARIDIR!

8- AKP’nin korkularını büyütecek, provokasyona gelmeyeceğiz, mahallelerimizi faşist çetelere karşı tüm meşruluğumuzla savunacağız.

9- Sivil faşist teröre karşı onların anladıkları dilden cevap vereceğiz. Faşizm insanlık suçudur. Faşizme karşı tavırsız kalmak da suçtur. Onun için tüm halkımızı AKP’nin faşist terörüne karşı tüm halkımızı Cephe saflarında direnmeye çağırıyoruz. *

Berkin ve Burak Aynı Değildir
Burak Faşizmin Maşası Berkin Umudun Çocuğudur

Umudun Çocuğu’dur Berkin. 14 yaşında mahallesini işkencecilere karşı savunan, annesini gaz bombalarından korumak için kendisini feda eden, polis operasyonlarına karşı devrimci abileri ablalarıyla omuz omuza halay çeken, ekmek, adalet ve özgürlük mücadelesinde yer almış ve bu uğurda ölümsüzleşmiş bir halk çocuğudur Berkin!

Halk düşmanları, 3 milyonluk bir insan seli ile toprağa verilen Berkin’in sahiplenilmesinden o kadar korktu ki devrimcilerin kazandığı meşruluktan öylesine korktu ki, faşist çetelerini Okmeydanı’nın üzerine saldı.

Burak işte bu çetelerde yer alan bir faşisttir.

Faşizm katliamcılıktır!

Faşizmin olduğu yerde “hümanizm”in olması mümkün değildir. Bu nedenle “Burak da bizim evladımızdır” demek bilinçlerin çarpıtılmak istenmesinden başka bir şey değildir.

Hümanizm, “kim olursan ol gel” düşüncesi, sahte bir “insan sevgisi” burjuvaziye aittir. Asalak bir sınıf olan egemenler, emekçileri rahatlıkla sömürebilmek için “biz aynıyız”, “aynı gemideyiz” yalanını söyler. Burak’la Berkin’i aynı kefeye koymak isteyenler işte bu bir avuç asalağın sömürüsüne hizmet eder.

İnsanı sevmek, onun emeğinin sömürülmesine karşı çıkmaktır.

Berkin’i sevmek, onun katillerinden hesap sormaktır!

Berkin’i sevmek, provokasyon yaratmak isteyen AKP iktidarına karşı mücadele etmektir!

Berkin’i sevmek, umudun sesine kulak vermektir!

Burak kim?

Burak, halk çocuklarını katletmek, provokasyon yaratmak için Kağıthane’den Okmeydanı’na gelmiş eli sopalı bir faşisttir.

Facebook sitesinde 10 Mart’ta “Sedat Peker reis tahliye oldu. Çok şükür” diye yazmış bir çetecidir Burak.

Burak, cenaze evini basmaya giden küçük bir Sedat Peker’dir…

Sedat Peker kimdir? Devletin en önemli kontra adamlarından biridir.

Devlet bütün pis işlerini Sedat Peker’e, onun gibilere yaptırır… İşte Burak’ın sevindiği, sahiplendiği kişiler bunlar.

Burak da Sedat Peker’in yolundan gidiyordu. Ki ölünce onun yanına ilk gelenlerden biri Sedat Peker oldu.

Kasımpaşa’da toplanan bir grup Sedat Peker’le beraber bir toplantı yapıp saldırı hazırlıkları yaptı. Gecesinde de Alevi halkımızın evlerine yönelik saldırılar oldu.

Burak, kurt işaretiyle poz veren, AKP’nin yarattığı “Kasımpaşa 1453” taraftar grubunun bir üyesi, Berkin’lerin katilidir.

Berkin’in ekmek almaya değil, eyleme gittiği yalanını söyleyenler;

Burak’ın da yoldan geçen masum bir genç olduğunu söylüyorlar. Bu külliyen YALAN’dır. Burak, cenaze akşamı Okmeydanı’nda çekilmiş görüntülerde yer alan, çatışmalara katılmış, kızıl fularlı Cepheliler’e saldıran bir katildir.

Kaldı ki, Berkin eylemlere de katılmıştır ama vurulduğu zaman ekmek almaya gidiyordu.

Burak, Giresun Alucralı işçi emeklisi bir babanın 8 çocuğundan birisidir.

Yoksul bir halk çocuğudur Burak da… Devrimcilere karşı yapılan antipropagandalara inandırılmış, vatan sevgisinin “Tek millet tek vatan” demagojisi olduğuna inandırılmış; tetikçilik yapmak üzere devrimcilerin üzerine gönderilmiş bir faşisttir.

İnsanlar değil ideolojiler savaşır.

Burak’ı masumlaştırmaya çalışanlar, bu gerçeğin üzerini örtmek istiyorlar, izin vermeyeceğiz!

Faşizm varsa orada direniş olmak zorundadır.

Mahallelere saldıran faşist çete üyesi Buraklar varsa, umudun çocukları da olacak. Vatan, kızıl fularlıların ayak bastığı yerdir, savunacağız; faşist çeteleri dağıtacak, onları halkın üzerine salan iktidarı yıkacağız!

Sonuç olarak;

1- Berkin ve Burak iki farklı sınıfa aittir. Uzlaşmayan, uzlaşmayacak olan iki sınıfın… Biz, halkın safındaki Berkin’iz!

2- Burak, yoksulluğumuzun, açlığımızın sorumlularının tetikçisidir; Okmeydanı’nda saldıran kitlenin en önünde yer almıştır. Kimse aksini ispat etmeye çalışmasın.

3- Burak, kendi mahallesi Kasımpaşa’ya yürüyerek 45 dakika, araçla 15 dakika mesafedeki Okmeydanı Yolağzı’nda, mahallelerini savunan Kızıl Fularlı Cepheliler tarafından vurulmuştur.

4- Çatışma saat 18.00’den gece 04.00’e kadar sürdü, Burak saat 23.00 civarında vuruldu. Madem yoldan geçiyordu, o saate kadar Okmeydanı’nda ne işi vardı?

5- Saldırı sırasında faşistlerin arkasında destekçi olan polis, Burak vurulduktan sonra ortaya çıktı. Yani kenara çekilmiş, hazırladıkları provokasyonu izliyorlardı.

6- Burak’ın üyesi olduğu faşist çete, 13 Mart gecesi Okmeydanı’ndaki Alevilere ait bazı evlere de saldırdı.

7- 12 Mart akşamı yaşanan çatışma sırasında polislerin 2 kişiyi akrebe bindirirken görüntüleri var. Bunlardan birinin omuzlarında Türkiye bayrağı var. Gecenin bir yarısı, çatışma devam ederken polisin otosuna binen bu siviller kim? Polislerle ne işi var?

8- Yaşanan faşist bir saldırıdır… Berkin’in hesabını soruncaya kadar susmayacağız, mücadeleye devam!

HALK ÇOCUKLARININ ELİ ARMUT TOPLAMAYACAK!

Yürüyüş Dergisi 409. Sayısını Okumak İçin Tıklayınız

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yazılar