ALTERNATİF EVVEL TEMMUZ FESTİVALİ YASAKLANDI!
BU YASAKLAR HALKA VE KÜLTÜRÜMÜZE OLAN DÜŞMANLIĞIN BİR PARÇASIDIR!
DÜZEN; SOLU APOLİTİKLEŞTİRME, YOZLAŞTIRMA POLİTİKALARINA SU TAŞIMAKTADIR, DEVRİMCİ DEĞERLERDEN UZAK SİVİL TOPLUMCU BİR FESTİVAL ÖRGÜTLEMİŞTİR!
BİZ GRUP YORUM GÖNÜLLÜLERİ HER ZAMAN YOZLAŞMIŞ VE İÇİ BOŞALTILMIŞ FESTİVALLERE KARŞI ANADOLU KÜLTÜRÜYLE YOĞRULMUŞ HALK FESTİVALLERİ İÇİN MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ!
Yaklaşık 24 yıldır Hatay Samandağ merkezli Evvel Temmuz festivali yapılmaktadır. Evvel temmuz bayramı tarihsel olarak 80 darbesinden sonra şu ya da bu şekilde saldırılara ve yasaklanmalara maruz kalmıştır.
Hatay halkının geleneksel bir bayramı olması dolayısıyla halk yasaklara karşı bayramı sahiplenmeye ve savunmaya devam etmiş, festival ile halkın değerleri ve devrimci değerler bütünleşmiştir.
Faşist 1980 darbesinin yasaklarını aşarak gelen evvel temmuz bayramı, bugün devrimci değerlerle faşizmin ve burjuvazinin yozlaştırma ve depolitizasyon politikalarına karşı çok değerli bir festival haline gelmiş olsa da reformizmin sivil toplumcu anlayışıyla festivalin içi bir kez daha boşaltılarak, faşizmin yasaklarının başaramadığını “sol” eliyle yapılmak istenmekte ve gayet iyi bir yol kat edilmiş durumdadır.
15 Temmuz darbesi sonrasında devrimci değerlere saldırının arttığı gerçeğinden yola çıkarak, o günden bugüne ülke genelinde ve evvel temmuz festivali özelinde Grup Yorum yasaklanmış, baskı ve saldırılar devam etmiştir. Grup Yorum nezdinde halka ve devrimci sanata saldırılara ve yasaklara hiç ara verilmedi.
PEKİ NEDEN?
Grup Yorum ve gönüllüleri evvel temmuz festivalini başından beri halkın kadim kültürüyle ve devrimci kültürle bütünleştirerek büyütmeye ve halkalaştırmaya çalışmıştır. Bunun yanı sıra yozlaşma bataklığına sürüklenmek istenen gençliğe, hakkı yenen emekçiye, tarlasında emeğinin karşılığını alamayan çiftçiye, gurbet ellerde çalışarak geleceğini kurmaya ve yaşamını idame ettirmeye çalışan gurbetçilere dayanışma ve örgütlenme çağrısı yapan alternatif bir festival olma iddiasını taşımıştır ve taşımaktadır.
Biz bu iddiayı konserlerimiz yasaklansa da halkımızın yaşadığı her şehirde, mahalle ve sokağa taşımaya devam ediyoruz. Yani yasaklarınız boşunadır.
Bu yıl 24. Yapılan Evvel Temmuz Festivalinde, birçok değerli yerel sanatçı olmakla birlikte Rap müzik denilerek sahnede burjuva sanatına özenmiş küçük burjuva “sanatçıların” sarhoş olarak, değerlerimizi ağızlarında gezdirince devrimci, ilerici olmuş olmuyor, tam tersi yaratılan değerleri ve haziran ayaklanması şehitlerini kullanmak, istismar etmekten başka bir anlama gelmiyor. Sahnede “İsyana var mısınız!” sözünden sonra arabesk şarkılarla devam etmek nedir ne anlama gelmektedir. Sahneye çıkan başka bir sarhoş sanatçı olan Mazlum Çimen’in “burada politik konuşmak istemiyorum ama” diyerek ve kendince politik konuşarak; kayıplarımızı, depremde katledilen canlarımızı ve haziran şehitlerini anmaya başlaması ayrı bir tezatlıktır. Bunlar Festivali sadece bir eğlenceye dönüştürmekten ve içini boşaltmaktan başka bir şey değildir. Oraya çıkan ve kendine sanatçıyım/müzisyenim diyen her kişi bunları söylemeden çaldığı sazın, söylediği türkünün bir anlam ve değeri olmayacağını bildiği için söylemiştir. Ya da gitarının tellerine basıp anlaşılmaz koreografisiyle hırpani haliyle “isyan’’ çağrısı yapmak, festivalin kendi değerlerine yağ çekerek kendine yer edinmek, yaranmaktan başka bir şey değildir.
Festival boyunca sahneye çıkan her sanatçıyı değerlendirmek gibi bir karmaşaya girmeyeceğiz çünkü sahnede yer alan birçok müzisyen böyleydi. Biz bunların devrimci bir anlayış, devrimci bir bakış açısıyla sahneye çıkmasını beklemiyoruz, mesele onları oraya çıkaran ve sözde kültürümüzün, değerlerimizin yok edilmesine karşı yapılması iddiasını taşıdığı söylenen ve kendine solcuyum/devrimciyim diyen kurumlaradır. Böyle içerikteki bir festivale yasak ve kısıtlama gelmesi mümkün değildir.
Evet, bu kurumlarda festival tarihi boyunca bugüne kadar bu festival kadar boş, apolitik ve devrimci değerlerden uzak başka bir festival daha gerçekleşmemiştir.
SPONSOR KAYGISI DEVRİMCİ DEĞERLERİN ÖNÜNE GEÇMİŞTİR!
Festival alanı içinde ve dışında tek bir devrimci pankart veya slogan yer almazken, sahnede bulunan sinevizyondan reklamların akması festivalin maddi ve politik muhtevasını da göstermektedir.
Küçük büyük burjuva şirketlerinden tutun da birçok belediyenin sponsorluğunun reklamları aktı durdu festival günleri boyunca.
FESTİVAL ANA PRORAMINDA TEK BİR ADALET VURGUSU TEK BİR HAK ALMA BİLİNCİ VEREN BİR SLOGAN YOKTUR!
BÜTÜN PROGRAMA İÇİ BOŞALTILMIŞ, DÜZENİN İSTEDİĞİ FESTİVAL ANLAYIŞI HAKİMDİ!
6 Şubat depreminde on binlerce canımız enkaz altında kalarak can verdi! Binlercesinin cenazesi molozlarla kaldırılıp yok edildi, kimisine bir mezar dahi çok görüldü. Bunu yaratan düzene ve sisteme karşı mücadeleyi büyütmek yerine “isyan” deyip, “politik” konuşmak istemiyorum diyen sanatçılarla yürüyen bir festival koordinasyonu var. Tam da düzenin istediği gibi, elbette yasaklanmaz.
Bugün devlet eliyle cenazemize mezar hakkı çok görülürken, ADALET yok edilmişken bunlar için adalet mücadelesini büyütmüyorsak, barınma hakkımızı da rezerv alanla yok edilmek istenen, kültürel-demografik yapıyı muhafaza etmekte mücadele etmeniz mümkün değildir.
ÇÜNKÜ BUNLARIN HEPSİ BİRBİRİNE BAĞLIDIR! Devlet bunu bildiği için de kendi sınırlarını aşmadığı sürece size her türlü festivali yaptırır ve öyle de yaptınız.
Faşizm şunu iyi biliyor, ölüsüne sahip çıkamıyorsa bir halk ne barınma ne de başka bir şey için uzun soluklu mücadele edemez. Akıllı “SOL”cuların uzun soluklu bir mücadele anlayışı yoktur, sonuç alma ve zafer perspektifi yoktur. Onlarda var olan tek şey reklam, gösteriş, ‘’Tepkimizi koyduk yeter gerisi yargıda’’ demekten başka bir şey değildir.
Biz devrimciler her zaman adalet mücadelesini her alanda büyütmeye, mezar hakkımızı dün nasıl can ve kan pahasına savunduysak bugün de savunmaya devam edeceğiz. Halkımızla birlikte kaybettiğimiz canlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz. Adalet mücadelesi sahte solculara bırakılmayacak kadar büyük bir mücadeledir. Biz bunu tarihsel ve siyasal bir sorumlulukla yerine getiriyoruz, getireceğiz.
Siz istediğiniz kadar alternatif festivallerimizi yasaklara boğun, biz hak alma mücadelesini sürdürecek, burjuvazinin kültürüne karşı devrimci sanatla karşınıza çıkmaya devam edeceğiz.
YASAKLARINIZ BİZİ ENGELLEYEMEZ!
BURJUVAZİNİN KÜLTÜRÜNE KARŞI HALKIN SANATI VE SANATÇILARIYLA MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ!