Onurlu Aydınımız Sabahattin Ali
“Ben bir kafa taşıyorum. Bu kafa yalnız karnını doyurmak, üstümü giydirmek, imkânlarını ihzar edecek bir makine, uşak değildir. Münevver adam diye ‘ekmek parasından başka şeyleri de düşünen’ adam derler. Hükümet gazeteleri ‘Avrupa medeniyeti yıkılıyor ya, Amerika’nın yarısı medeniyetin kabulüne mecburiyet hâsıl olacaktır.’ derken bir muallim bunların ne olduğunu bilmez, mukayese yapmak iktidarına malik olmazsa asıl olan ayıp budur.” Sabahattin Ali
Sabahattin Ali birçok kez tutuklandı, tehdit edildi.
Sabahattin Ali, Bulgaristan’a gitmek isterken sınırda öldürüldü. Tam olarak, nerede, kim ve kimler tarafından öldürüldüğü ise belli olmadı; yalnız, cesedi bulunduğunda tanınmayacak halde idi. Ali Ertekin adlı şahıs çok milliyetçi olduğu için Sabahattin Ali’yi öldürdüğünü itiraf etti fakat gerçek bugüne kadar tam olarak aydınlatılamadı. Katil Ali Ertekin ise akıl hastası olduğu gerekçesiyle dört yıl cezaya çarptırıldı ve Demokrat Parti’nin çıkardığı yasa ile serbest bırakıldı ve bir zamanlar MAH’ta çalışmış olduğu tespit edildi.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği günlerde iktidarın baskılarını çok fazla arttırdığı ve buna karşı olarak muhalefetin bu aydınlar tarafından yapıldığını görüyoruz. Mehmet Kemal’in deyişiyle “Acılı Kuşak” o dönem için tam olarak görevini yapmıştır. Sabahattin Ali ise Amerikan emperyalizmine karşı “Tam Bağımsız Türkiye” için verilen savaşta bedel ödeyen “ilk faili meçhul yazar” olarak hem tarihimizde hem de edebiyatımızda bugünlere miras bıraktığı onuruyla ve duruşuyla yerini almıştır O.
*Kız Kaçıran-Sabahattin Ali