Direnişin Sesi’nde 25 Eylül Çarşamba günü yayınlanan, 96 Ölüm Orucu Gazisi Nevzat Kalaycı’nın konuk olarak katıldığı, Buca-Ulucanlar Hapishaneler Katliamları ve Direnişlerinin anlatıldığı bölümün kaydını paylaşıyoruz.
* ULUCANLAR, KANLI BİR SEHER TÜRKÜSÜDÜR
1.
bir gece geldiler Ulucanlar’a
gece gelmek adetidir katillerin
kuşattılar
sinsi ve kalleştiler
yüzleri maskeli,
tanınmak istemezler çünkü,
suçlarını bilir
ve kapatırlar yüzlerini
ve ansızın
ve dört bir yandan
saldırdılar
tek tek ve toplu olarak
taradılar, bombaladılar
köpük sıktılar
kurşunladılar
yetmedi döktükleri kan
tek tek işkence yaptılar
ölülere bile
boğazlarını kestiler
etlerini kopardılar
kollarını kırdılar
kan oluk oluk aktı
gece güne, gün geceye döndü
analar morglara girdi
kanlı çarşaflar açıldı
tanıyamadılar oğullarını
öz evlatlarını tanıyamadılar
ağıtlar çığlık oldu
gözyaşları yüreğe aktı
kalanlar kendi yurdunda sürgün
yaralılarını sürgünde aradılar
buldular
kanlı kapılar açıldı,
kanlı kapılar kapandı
tanıyamadılar oğullarını
öz evlatlarını tanıyamadılar
ne yüzlerinde deri kalmıştı
ne kırılmadık bir kemikleri
ana dedi bir ses
ana…
ana biz kazandık
“teslim mi olacaksınız” dediler
“yoksa ölecek misiniz”
öleceğiz dedik ana
öleceğiz…
kanımızla yazacağız tarihi dedik
ve halaya durduk kurşunlar altında
halaya durduk ana
halaya durduk
halaya…
haydi artık sil gözyaşlarını
biz kazandık bak
Ulucanlar kanlı bir seher türküsüdür şimdi
eser yüreğimizde
ve günü gelince mutlak
günü gelince ana
gelince…
2.
Hiçbir şey kalmayınca elde
çıktık havalandırmaya
tutuşup elele
durduk bir halaya
üstümüze kurşunlar yağıyor
vurulup düşenleri
halayın başına geçirip
söylemekteyiz türkümüzü
İsmet halay başı çekiyor
Ahmet ve Aziz yanıbaşında
Habip, Ümit, Zafer,
Önder, Mahir, Abuzer, Halil
halayda omuz omuza
omuz omuza yürüyorlar
güneşe
“omuzdan tutun beni
halaya katın beni
düşersem bu kavgada
dosta anlatın beni”
düşenlerimizin sayısı artsa da
halay sürüyor
kurşunlar yağıyor
kurşunlar hiç durmuyor
halay hiç bitmiyor
düşüyoruz bir bir
halay daha hızlı şimdi
düşersem bu kavgada
başka ne isterim ki
güneşin sofrasındayız artık
Ümit İlter