Çukurun Bile Bir Derinliği Var Sen Çukur Dahi Değilsin! (Yavuz Bingöl’e)

Hiç kimse aksini iddia etmesin, bu ülkede bir sınıf mücadelesi sürüyor ve herkes bu mücadelede kendisine bir safta yer buluyor. Sanat alanı da bu mücadelenin bir parçasıydı her daim ve sanatçılar da ya ezenlerin ya da ezilenlerin yanında yer aldılar bu kavgada. Ezilenlerin, yoksulların, açların, işsizlerin yanında yer alanları bugün herkes vefayla, bağlılıkla anarken, ezilenlerin safında yer alıp da halka küfredenleri ise bugün kimse hatırlamıyor, hatırlayan olursa da küfürle yad ediyor! Yavuz Bingöl gibi “sanatçılar” satıp savarak tüm değerlerini üç otuz paraya, ezenlerin safında yer alır ve yok olup giderler tarih çöplüğünde ya da hatırlansalar bile aldıkları övgü! en hafifinden ağız dolusu küfür olur.

Yavuz Bingöl, bir türkücü. Şu an Alzheimer hastası olan çok değerli halk sanatçısı Şahsenem Bacı’nın oğlu. Annesinin hatrına elde ettiği saygınlık, Berkin Elvan’a ve annesine ettiği küfürle ortadan kalktı iki gün önce. Ne demişti Yavuz Bingöl, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a verdiği röportajda:

“Şöyle söyleyeyim: Mesela Tayyip Bey’in ölmüş anasına küfür edildiği zaman, ertesi gün o zaman Berkin Elvan’ın annesi yuhalattığı zaman… İşte o zaman sonuç ne? Yani bu çok insani, işte duygusunu işine karıştırmak!”

Demek insani bir şey 14 yaşında polis tarafından katledilmiş bir canın annesini on binlerce kişiye yuhalatmak, lanetlemek, küfrettirmek… İnsan soysuzlaşmayagörsün, hiçbir değeri kalmıyor, nereden geldiğini unutup zalimin yalakası, katilin avukatı, diktatörün tetikçisi oluveriyor. Ne için? Para, mal mülk, itibar, konum kariyer…? Bakınız şimdi Yavuz Bingöl’ün konser sponsorlarına… Star TV, İBB, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Akşam Gazetesi, 24 TV, Medical Park ve Al Baraka… Nedeni bir kez de burdan belli değil mi o konuşmaların…

Sen insanlığını, değerini kaybettikten sonra, bunların alasını elde etsen ne olur ki? Berkin Elvan’ın anasının bir damla gözyaşıyla, sana ettiği tek bir cümleyle yer ile yeksan olmadı mı hepsi birden? Bir ananın en saf, duru gözyaşını ne yapsan kirletemezsin. Bak şimdi insan içine çıkamayacaksın, mazlumların yanına bile yaklaşamayacaksın. Diz kırıp oturduğun yer sofralarından, yarı aç yarı tok ama mutlu ama her daim mesut kalktığın günleri bilincinden sileliberi zalimin sofrasında ziyafetlerdesin. Daya iyice sırtını milyonların ahını almış bir iktidara ve bir kurşun da sen sık Berkin’e Yavuz, bu da yakışıyor sana! İyi izle, bu günlerde Berkin’in nasıl vurduğunu, o polislerin nasıl sıktığını gösteriyorlar. Bunlar üzerine de sözün vardır herhalde, o polisler için de bir şey dersin.

“Mahalle baskısına rağmen bu ülkede sanatçı yetişiyor” diyor Tayyip. Bunlar mı sanatçı Recep Tayyip Erdoğan? Yavuz Bingöl, Alev Alatlı mı?… Sofrandaki kemiklerle doyurduğun ve sana olan borçlarını halka düşmanlıkta sınır tanımayarak ödeyen zavallılar mı sanatçı? Senin nasıl bir halk düşmanı olduğunu bilip, sırf kendi çıkarı için her şeyini satanlar mı, kim sanatçı?… Al tepe tepe kullan, senin olsun hepsi. Artık cumhurun başı da oldun, bol keseden dağıt “devlet sanatçısı” ünvanlarını bu zavallılara? Sana da bunlar yakışır, bunlardan ötesinin zaten seninle işi olmaz. Malum tencere kapak meselesi!

Diyalektiğin emridir, her şey değişir! Değişim iyiye, doğruya, güzele, ileriye olabildiği gibi, kötüye, yanlışa, çirkine ve geriye doğru da olabilir. Bunu belirlemek, doğadaki en güçlü iradeye sahip olan insanın kendisine kalmıştır ancak. Yavuz Bingöl’de yanlışlarından dönmek ve Berkin’in annesinin elini öpmekle başlayıp tüm halktan özür dilemekle devam edecek yeni bir değişim sürecine girmek gibi bir niyeti olacak mıdır bilmeyiz. Olursa buna hayır diyecek kimse olmaz herhalde ama mevcut durumuyla Yavuz Bingöl bir düşkündür.

Bizler halkın sanatçılarıyız, devrimci sanatçılarız. Halkımıza yönelen tüm saldırıları bize yapılmış sayarız. Yavuz Bingöl’le ve türevleriyle kişisel hiçbir husumetimiz yoktur, kavgamız sınıfsaldır. Biz o pencereden bakıyor, Yavuz Bingöl’ün Berkin’e ve annesine yönelik sözlerini, zalimlerin beslemesi olup kendi halkına düşman kesilmesini lanetliyoruz. Onunla ve onun gibilerle aynı havayı solumak bile istemiyoruz. Tavrımız budur. Kendisine devrimciyim diyen, devrimci sanatçıyım diyen, insanım diyen herkesi aynı tavrı almaya çağırıyoruz…

İDİL KÜLTÜR MERKEZİ

GRUP YORUM

TAVIR DERGİSİ

FOSEM

İDİL HALK TİYATROSU

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yayınlar