Kitap: Yaşasın Sosyalizm – Ulaş İnci

Kitap Adı: Yaşasın Sosyalizm

Yazar Adı: Ulaş İnci

Yayınevi: Boran Yayınevi

Basım Tarihi: ARALIK-2022

Kitabı İndirmek İçin Tıklayınız

ÖNSÖZ

Bir tarafta; şaşalı, ışıltılı oteller yaptırmaya devam eden Paris Hiltonlar.

Diğer tarafta; çadırlarda sürdürülen yaşam mücadelesi!

Bir tarafta; top peşinde bir o yana bir bu yana koşan milyonlarca dolarlık futbolcular,

Diğer tarafta; yoksulluk ve sefalet!

Bir tarafta; gökdelenler, havuzlu uçak pistli saraylar.

Diğer tarafta; kara kafalı çocukların ölümleri!

“… Geçen yılki sıralamada 1.4 milyar dolarlık servetiyle 406. Olan Rahmi KOÇ, bu yıl 4.9 milyar dolarlık servetiyle 691 milyarder arasında 103. sıraya yükselmeyi başardı…”

Peki bu “başarı” nasıl mümkün oldu?

Bu “başarı”nın karşılığı olarak halkın ödediği bedel ne?

Öyle ya, sürekli ekonomik krizden, darboğazdan söz edilirken, IMF’den borç dilenirken, işçinin, memurun ücretleri sadakaya çevrilirken, emekçilere asgari ücret bile çok görülürken, köylüye sübvansiyonlar kesilirken, nasıl oluyor da holdingler karlarına kar katmaya devam ediyorlar?

On milyonlarca insan yoksulluk içinde kıvranırken, çok küçük bir azınlığın bu denli zenginleşmesinin hikmeti nedir?

Bu bir avuç asalak, Allah’ın “yürü ya kulum” dediği sevgili kulları da, milyonlarca insan günahkar mı?

Nasıl oluyor da halk her geçen gün fakirleşirken, bu asalaklar servetlerine servet katıyorlar? 21. yüzyılda açlıktan ölümlerin doğallaştırıldığı bir dünyada yaşıyoruz. 840 milyon insan her gün yatağına aç giriyor. Her beş saniyede bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. Bu açlığın tamamen ortadan kaldırılması için gereken sadece 50 milyar dolar! Yani dünya tekellerinden birinin yıllık kârı kadar bile değil!

Emperyalizm, emek hırsızlığı düzeninin en son ve tekelcileşmiş aşamasıdır. Dünyanın büyük bankalarla bütünleşmiş bir avuç tekel tarafından paylaşıldığı emperyalist aşama, artık insanlığın tüm gelişmesinin önünün kesildiği, tüm ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin tekeller tarafından yağmalandığı bir sürekli haydutluk aşamasıdır.

EMPERYALİZM, TARİH VE HALKLAR KARŞISINDA SUÇLUDUR!

EMPERYALİZMİN TARİHİ AÇLIK, YOKSULLUK, YIKIM, KATLİAMLARLA, İŞGALLERLE VE SAYISIZ SUÇLARLA DOLU KARA BİR TARİHTİR!

Dünyada tam 250 milyon çocuk okuma-yazma bilmiyor. Okumayan, okulunu yarıda bırakan bu çocuklar ne yapar, nasıl yaşar, nasıl büyür?

Kapitalizm için her şeyin ölçütü kar olduğuna göre bu soruların kapitalistler için bir anlamı yoktur.

Cevap açıktır: “biz mi doğurun dedik?”

Çocuk eğer kar getirecekse kapitalistler için değeri vardır. Tabii ki bu değer çocuğun kazandırdığı para kadardır.

Fakat, ya diğerleri?

Onların geleceği yoktur, onları sokaklar bekler. Ama sadece sokaklar mı?

Onları bekleyen, en alçağından sömürüdür.

Çocuk pornosu sektörü bugün uluslararası düzeyde en zengin burjuvaların içinde olduğu, yönettiği, kendi sapıklıklarını tatmin ettiği ve kar ettiği bir sektördür. Her yıl bunlara yönelik birkaç haber çıkar, soruşturma yapıldığı söylenir ve olay kapanır. Nedense çocuk pornosu ve her türlü porno gibi ahlaksız internet siteleri, TV kanalları vs. bir türlü kapatılmaz. Burjuva medyanın onları “eleştiren” ikiyüzlülüğüne rağmen sürekli artarlar.

Bugün karşımıza tinerci, kapkaççı, çeteci diye çıkarılanlar halkın çocuklarıdır. Kapitalizm için onların değeri yoktur. Olmadığı için de, ne eğitimleri, ne de insan gibi yaşamaları için olanaklar yaratılmaz. Aksine onlara asalak muamelesi yapılması istenir. Dilenci bir çocuğun yanından geçerken veremli birinin yanında geçer gibi çekine çekine geçer insanlar.

O çocuklar kendi çocuklarıdır, toplumun çocuklarıdır ama halkımız dahi kendinden olana yabancılaştırılmıştır. Sokakta başıboş dolaşan çocuklar cüzzamlıdır sanki, onlara değmeden geçilmelidir. Hayatta kalmak için çalmaktan, hırsızlık yapmaktan başka bir çıkar yol görmeyen, buna zorlanan çocuklar, zamanla ya tinerci olur, ya çeteler arasında kaybolup gider.

Cahit Külebi, “bir çocuk ağlarsa dağ başında, gözyaşında Amerika akar” der. Sokakta büyüyen her çocuktan Amerika ve sistemisorumludur. Çünkü, “kadın da olsa, çocuk da olsa” diyerek katletmeyimeşru gören, 12’sindeki çocuğa hapishaneyi layık gören busistemdir, kapitalizmdir.

KAPİTALİZMİN SOKAĞA ATTIĞI ÇOCUKLAR,

SOSYALİZMDE ÜLKENİN MÜHENDİSLERİ, YAZARLARI, ŞAİRLERİ OLDULAR!

Sosyalizm için temel değer insandır. İnsana insan gibi yaşayacağı bir ortamı sağlamak onun temel görevidir. Bu, insanın doğumundan ölümüne kadar uzanan bir süreçtir. Halkımızın deyimiyle, “ağaç yaşken eğilir.” Daha çocukluktan doğru bir eğitimle yetiştirilir, bunun için bütün olanaklar seferber edilirse o zaman gelecek insanlık açısından gerçekten parlak olur. Sosyalizm bu bilinçle hareket eder.

Bugün zor koşullarına rağmen Küba’da bir tek sokak çocuğu yoktur. Sosyalizmi yaşamış ülkelerin tümünde böyle bir sorundan bahsedilmez bile. Sokaklarda büyüyen çocuk yoktur. Çünkü sosyalizm çocuklara insanlığın geleceği gözüyle bakar. Bu nedenle çocuklar sokaklarda değil, en iyi okullarda okuyarak, hayatın içinde üreterek büyürler. Daha çocukluk döneminden topluma yararlı olmanın, toplumun bir parçası olmanın heyecanını yaşarlar. Sosyalizm ülkenin sorunlarına kafa yoran, tartışan, geleceği düşünen çocuklar büyütür.

EMPERYALİZM DEĞİŞMEDİ, SÖMÜRÜ ÇARKI BÜYÜYOR!

TARİHİN SONU GELMEDİ, DEVRİMLER ÇAĞI SÜRÜYOR!

Emperyalizmin sömürüsünü devam ettirebilmek için dünya halklarına karşı yürüttüğü ideolojik saldırılardan etkilenen sola göre artık çağ değişmişti!

İnsanlığın önündeki sorunlar artık emperyalizm, sınıf savaşları, bağımsızlık vb. değil, “nükleer tehdit”, “ekolojik sorunlar”, “teknolojinin getirdiği yenilikler”, “Feminizm, LGBT+İ” gibi sorunlardı. Ve en önemlisi de bu sorunlar sınıfsal bakışla çözülemezdi! Sosyalizm öldü, sınıf savaşları artık geçersizdi. Dünya global bir köydü artık, emperyalizme direnmek yersizdi.

Bütün dünyada emperyalist komplolar, katliamlar, işkenceler devam ederken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da komplolarla iktidarlar yıkılırken, halkların üzerine tonlarca bomba yağarken; uyuşturucuyla, fuhuşla, kumarla halklar yozlaştırılıp uyutulurken kapitalizmin yeni yönetim şekli nedir?

Bugün en zengin 8 tekel dünyanın yarısından fazlasından daha fazla gelire sahip olduğu, 840 milyon insanın her gün yatağa aç girdiği, her 5 saniyede bir çocuğun açlıktan hayatını kaybettiği bir dünyada kapitalizmin değişen yanı nedir?

Hayır! Ne kapitalizm değişmiştir ne de yönetme biçimi. Çünkü kapitalizm bütün dünyada halkların kanını akıtmaya, halkları sömürmeye, açlığa mahkum etmeye devam ediyor!

Emperyalizm bir taraftan artık savaş dönemlerinin bittiği “küreselleşme” safsatalarını yayıyor, diğer taraftan 10 yıl içerisinde kendisinin direk veya dolaylı içinde yer aldığı 20’ye yakın savaş çıkarıyordu. Bu savaşlardaki bilanço ise emperyalizmin değişmediğinin kanıtıydı.

TARİH BURJUVAZİ HAKKINDA HÜKMÜNÜ VERMİŞTİR!

İnsanlık tarihinde hiçbir yeni düzen kolay kurulmamıştır. Tarih feodalizm hakkında hükmünü vermişti. Yeri tarihin çöplüğüydü. Gelecek burjuvazinindi. Ama burjuvazinin iktidarı alması için 400 yıl savaşması gerekti.

Bugünse tarih burjuvazi hakkında aynı hükmünü vermiştir. Burjuvazinin kapitalist sistemi insanlık yürüyüşünün önünde bir engeldir.

Tarihin kanıtladığı bir gerçekliktir ki, sömürü ve zulmün varolduğu ko şullarda isyan kaçınılmaz, devrim mümkün ve sosyalizm gelecektir!

Sosyalizm insanlığın önüne çıkacak her sorunu çözebilme gücüne sahip tek sistemdir!

“… Şimdi tarih… tarihlerini kendileri yazmaya karar veren ezilenleri, horlananları hesaba katmak zorundadır… Onlar şimdi pankartlar, bayraklar, sloganlar taşıyor, bunları dağların rüzgarında, ovalar boyunca dalgalandırıyorlar. Adalet isteyen bu öfke dalgası bastırılmış kinlerin, ayak altına alınmış hakların bu kabaran dalgası… yükselen bu devrim dalgası artık hiçbir zaman durmayacak, ardı arkası kesilmeyecektir… Çünkü en büyük çoğunluk, emeğiyle değerleri yaratanlardan, tarihin tekerlerini döndürenlerden, uyutuldukları sersemletici uzun uykudan artık uyananlardan oluşmaktadır. Çünkü bu büyük insan kitleleri “yeter” demiş ve yürüyüşe geçmiştir. Devlerin bu yürüyüşü gerçek bağımsızlığa, uğruna bir şey elde edemeden binlerce kez öldükleri gerçek özgürlüğe kavuşmalarına dek durmayacaktır…” (CHE)

Sosyalizmin hayalden ibaret olduğunu söyleyenler,

Kapitalizmin tek alternatif sistem olduğunu iddia edenler,

Kendi vahşi sömürüsünü sürdürmek adına sosyalizmi karalayanlar,

Emperyalizmin yenilmez, yıkılmaz mutlak güç olduğuna inandırılanlar,

Emperyalizmin değiştiğini savunanlar,

Kurtuluşu devrim ve sosyalizm dışında bu düzen içinde arayanlar…

Bir çift sözümüz de sizedir:

TARİHİN SONU GELMEDİ, DÜNYA HALKLARI EMPERYALİZMİN SONUNU GETİRECEK!

HALKIMIZ KAZANACAK, BİZ KAZANACAĞIZ!

YAŞASIN SOSYALİZM!

*

YAZAR HAKKINDA

Ulaş İnci, 5 Ekim 1997’de İzmir’de doğdu. Kendisinden yaşça küçük iki kardeşiyle birlikte yoksul emekçi bir ailede büyüdü.

Mücadeleyle lise yıllarında tanıştı. Kısa süre içerisinde Dev-Genç saflarında örgütlendi.

Kitabın yayımlandığı tarihe kadar birçok gözaltı ve 4 kez tutsaklık yaşadı. 3.5 yıl faşizmin tecrit hücrelerinde Özgür Tutsak kimliğiyle mücadelesini sürdürdü.

Sosyalizme dair dünya devrim deneyimlerini araştırmaya da yine bu tutsaklık koşullarında başladı. Son tutsaklığında ev hapsiyle tahliye edildi ve 5 ay ev hapsinde kaldı. Bu süre içerisinde de üretmeye devam etti.

“Yaşasın Sosyalizm” isimli kitabı Aralık 2022 tarihinde yayımlandı. Kitabın yayımlanmasından kısa bir süre sonra kitap hakkında toplatma kararı çıkarılırken yazar hakkında örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle dava açıldı.

Yazarın ikinci kitabı “Sosyalizmin Kazanımları” Haziran 2023 tarihinde; “Sorularla Sosyalizm” ve “Sosyalizm ve Yabancılaşma” isimli iki kitabı da Ocak 2024 tarihinde yayımlandı.

Kitabın yazarı, yalnızca mücadele pratiği ile değil, teori üzerine çalışma ve üretimleriyle de kavga kaçkını tasfiyecilerin “kuşaklar edebiyatı”na karşı Kızıldere geleneğinin kesintisizliğinin bir örneğini daha sunmuştur.

Kolektif bir üretim sonucu siz okurlarıyla buluşan bu kitabı; bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadele eden ve bu mücadelede şehit düşenlere armağan ediyoruz…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yazılar