Yıldızlı Yürek Kültür Sanat programında 30 Ağustos Cuma günü yayınlanan, Sivas Madımak’ta katledilen aydınlarımızdan Asım Bezirci’nin anlatıldığı bölümü paylaşıyoruz.
*
Külleri, Düşünceleri, Düşleri ve Asım Bezirci
Yazar, eleştirmen, araştırmacı.
Yazı hayatına 1950’de Gerçek gazetesinde yazdığı siyasî fıkralarıyla başladı. 1959’a kadar takma adlar kullanarak, 1960’dan sonra asıl adıyla yazılarını Yeni Ufuklar, Ataç, Halkın Dostları, Militan, Politika, Dönem, Yön, Soyut, Papirüs, Yeni Edebiyat, Halkın Dostları, Yeni Dergi, Yeni a, Yeni Ortam, Dönemeç, Yazko Edebiyat gibi dergi ve gazetelerde yayımladı. Edebî dönemler ve kişiler üzerine araştırma ve incelemeleriyle tanınmıştır. Nesnel ve bilimsel bir eleştiri anlayışını savundu. Ahmet Haşim, Nâzım Hikmet, Orhan Veli Kanık, İlhami Bekir, Tevfik Fikret ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın Bütün Şiirleri dizilerini yayına hazırladı. 1963’te Otağ dergisince, 1968’de Yeni Dergi okuyucularınca “Yaşayan eleştirmenlerin en beğenileni” seçilmişti. 1989’da Rıfat Ilgaz kitabıyla Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü’nü aldı.
“Sanatın toplumsal işlevi, toplumda sanat, toplumcu sanat; toplumcu gerçekçilik, eleştirel gerçekçilik; edebiyat ve eleştiri, öznel eleştiri, nesnel bilimsel eleştiri vb kavramların yoğunca tartışıldığı, kavranılmaya çalışıldığı bir dönemde Bezirci’nin bu yöndeki inceleme, eleştiri yazıları ve çevirileri önem kazanıyordu. O, bir bakıma da; o güne değin oluşagelen kalıta sahip çıkarak edebiyat eleştirimizin önünü açabilecek çalışmaları sergiliyordu.
“Yenileşme, gelişmeden yanadır o. Her yeni kitabında da bu yanını sergiler. Eleştiriye bakışı, eleştiri anlayışı bu minval üzerinde yol almıştır. Şunu içtenlikle söyleyebilirim ki; Bezirci, eleştiri kuramı ve yöntemine dönük belirlemeleri, geleneği oluşturan eleştirmenlere bakışı ufuk açıcı olmuştur hep. Özellikle Ataç ile ilgili çalışmasında, onun ‘eleştiri anlayışı’nı değerlendirdiği bölüm, Bezirci’nin edebiyat eleştirimizin boyutlarını göstermesi, kalıta nasıl/ne yönde bakılması gerektiğini göstermesi bakımından önemlidir.” (Feridun Andaç)