Uzanmışlar boylu boyunca
Derine daha derine
Anadolu’nun cevahir yüreğine
Salkım salkım boy verdiler köküne
Gökkubbenin gömgök mavisinde düştüler gözlerimize
Onlar sabrın taşında yüreğini derya yapanlar
Çığlık oldular
Korkuyu ve yılgınlığı en uç hücresinde hissedenlere
Kendi beninin anaforunda gark olanlara
Devrimciliği klavye başında sallamak sananlara
Çığlık oldular
Zembereği kıranlara
Akılhanelerine yazdılar umudun adını al kanlarıyla…
Bu devir paslı devir
Avrupa’ya çevrilen bakışları yakaladı
Kendini korumanın
Kendini yaşatmanın derdine düşen dermansızları
Yakaladı sarmal bir ağ gibi
Yakaladı korkunun önünde diz çökenleri
Yakaladı bencilliğin pençesinde çırpınanları
Onlar ki sabrın ve inancın ustaları
Onlar ki ilmik ilmik ördüler adaletsizliğe olan öfkelerini
Onlar ki şimdi dört kan kızıl karanfil
Onlar ki şimdi andımız
Asla unutmayacağımız inancımız
Onlar yatıyorlar Anadolu’nun dört bir yanında
Dört çelik insan
İnsan mı insan
Onlar yarının kapısını umuda açanlar
Onlar öfkemiz…
Onlardan biri Harika’ydı
Gülünce kahkahaları buzda gül açardı
Yaşama sevincini bırakıp ardına
Yürüdü ölümsüzlüğün yoluna…
Onlardan birisi Burak’tı
Gözü hep Anadolu’daydı
Aktı bir nehir gibi anavatanın kollarına
Yürüdü hep doğuya doğuya…
Onlardan biri Özkan’dı
On beşinde sevdaya yakalanmıştı
Halkın sevdasına
Yağdı oda yağmur gibi halkının kucağına…
Onlardan birisi Erdoğan’dı
Yaşı altmışa varmıştı
İçinden geçeni yaptı
Kanıyla suladı vatanı…
Onlar dört ölümsüz
Onlar yarını bugünden kuranlar
Çocuklar aç yatmasın
Umutları hep canlı kalsın istediler
Zulmün demir göğsünün üstüne üstüne yürüdüler…
Karşılaştıklarında düşmanla
Her biri Mahir olup
Çarpıştılar
Teslim olmanın değil ölümüne direnmenin
Kanlarıyla zaferini yazdılar
Onlar şimdi umudu taşıyanların ateşçileri
Onlar karanlığı aydınlatanlar
Unutulmazlar
Yaşayacaklar
kavgamızın zaferlerinde…