AKP faşizminin, iktidar olduğu günden bu yana, yandaş ve emperyalist şirketlerle el ele vererek, ağırlıkta “inşaat ve altyapı” alanları olmak üzere, en büyük soygun yöntemlerinden biri de; Yap-İşlet-Devret” projeleri oldu. Bu talan projelerine “Mega projeler”, “Asrın projeleri” adını verdi. “İnşaat sektörü”, “ekonominin motoru” denildi ve 2003- 2022’de toplanan 86 milyar 138 milyon lira deprem vergisi bu alana yatırılarak yandaş firmalara aktarıldı.
Yap-İşlet-Devret (YİD) Modeli Nedir?
Devlet altyapı yatırım veya hizmetlerinin yapım maliyetinin yerli veya emperyalist şirketler tarafından karşılanması ve bu şirketlerin 25-50 gibi uzun sürelerle işletme hakkını alması, ürettiği altyapı ve hizmetleri devlet kuruluşlarına satması ve belirlenen sürenin sonunda da devlete devredilmesidir.
AKP faşizminin “Yap-İşlet-Devret” soygunu da; işçiye, memura, esnafa,sanatçıya her gün yeni vergiler eklerken bu vergilerin,yer altı, yer üstü zenginliklerin devlet eliyle işbirlikçitekellere akıtılmasıdır.
AKP faşizmi “Yap-İşlet-Devret” projeleriyle devasa servetler kazandırdığı “Beşli Çete”ye vergi borcu indirimi yapmaktan borç silmeye, yapılan köprü ve tünellerde araç ve yolcu, hastanelere hasta, havaalanlarında uçak ve uçuş garantileri vermekten, olası zararlarını devletin karşılayacağı güvencesini vermeye kadar her türlü kolaylığı sağladı.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yap-işlet-devret politikası için “Milletin cebinden tek kuruş çıkmayacak!” diyordu. Oysa bu projelere verilen garantinin tutmamasıyla oluşan ve 50 yıla kadar sürecek borçların faturası da yine emekçi halkın omuzlarına yüklendi, halk her geçen gün daha da derinleşen bir yoksulluğa sürüklendi.
Kuzey Marmara Otoyolu’na 1 MİLYAR 338 MİLYON Araç Garantisi Veren AKP Geçmeyen Her Araç için Yandaş Tekellere Devlet Kasasından Ödeme Yapacak
CHP’li Deniz Yavuzyılmaz’ın Karayolları Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Denetim Resmi Taslak Raporu’na dayandırdığı Kuzey Marmara Otoyol ihalesi konusundaki bilgiler; “Beşli Çete”nin AKP iktidarıyla nasıl büyüdüğünü, el ele vererek devasa milyar dolarlık soygunları nasıl yaptıklarını çok açık gösteriyor.
Kuzey Marmara Otoyolu’nun açılırken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu toplam 8 milyar dolara mâl olduğunu açıkladı ve “Bu maliyetin çok kısa sürede geri dönüşünü öngörmekteyiz.” dedi. Fakat 2 milyar 186 milyon dolar tutarında ek maliyetle geçiş garantili otoyol planı diğer projeler gibi zarar etti.
Eski Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, bakan olmadan önce, yap-işlet-devret projelerinden biri olan Kuzey Marmara Otoyolu ihalesini alan, AKP faşizminin “Beşli Çetesi” KOLİN, LİMAK, CENGİZ, KALYON şirketlerinden oluşan işletmenin CEO’suydu. AKP faşizmi tarafından Ulaştırma Bakanlığı’na getirildi. Ve Kuzey Marmara Otoyolu ‘İlave araç geçiş garantisi’ni 1 MİLYAR 338 MİLYON gibi tutturulması imkânsız sayılara çıkardı.
TAM 1 MİLYAR 338 MİLYON ARAÇ!
Öyle ki; Türkiye’deki tüm arabalar sırayla Kuzey Marmara Otoyolu’ndan 87 kez geçse bu “ilave garanti” edilen araç geçiş sayısı tutturulamıyor! (*)
Geçen araç sayısı ile Ulaştırma Eski Bakanı Cahit Turan’ın verdiği 1 MİLYAR 338 MİLYON araç garantisi arasındaki fark AKP yandaşı tekellere devlet kasasından ödenecek.
Cahit Turhan’ın yaptığı bu iyilik karşılıksız kalmadı ve bakanlık görevi bitince tekrar “1 Milyon TL Maaşla Kuzey Marmara Otoyolu İşletmesi CEO’luğuna Getirildi. CHP’li Deniz Yavuzyılmaz’ın bu bilgiyi deşifreetmesinin ardından, AKP faşizminin mahkemeleri halkıiliklerine kadar sömüren, yer altı-yer üstü zenginlikleriniyağmalayan AKP iktidarını ve ortakları “Beşli Çete”yikoruma altına aldı. İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği “Eski Bakana Kıyak CEO görevi” haberlerine erişim engelikararı çıkardı.
Yap İşlet Devret Projeleri AKP İktidarının Devletin Kasasındaki Halkın Parasını “Beşli Çete”ye ve Emperyalist Şirketlere Akıtma Politikasıdır
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Çanakkale Köprüsü, Menemen Aliağa Çandarlı Otoyolu, Ankara Niğde Otoyolu, Kuzey Marmara Kurtköy-Akyazı Otoyolu, Kuzey Marmara Kınalı Odayeri Otoyolu projeleri yap-işlet-devret politikalarıyla yapıldı. Bu projeler “Beşli Çete”den oluşan şirketlere verildi.
Yap-işlet-devret projeleri için, 2019 Yılı Sayıştay Denetim Raporları Verileri;
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ‘yap-işlet-devret’ projelerinin milyarlarca TL’lik hesap hataları ile yönetildiğini, bağlı birimlerinin ise kanuna aykırı ihalelerle yüz milyonları yok ettiğini gösteriyor.
Çok somut bir örnek: AKP iktidarı geçiş garantili 8 proje için Beşli Çete ve emperyalist tekellere 59 milyar dolar (1.9 trilyon lira) ödedi. Devlet kendisi yapsaydı 22 milyara (726 milyar lira) mâl olacaktı. Aradaki fark, daha doğrusu zarar, 37 milyar dolar.
Halkın emeğinden çalınan 37 milyar dolar AKP’nin yandaş şirketlerine ve emperyalist tekellere akıtıldı.
Bu 37 milyar dolarla adı geçen yap-işlet devret projelerinin yaklaşık iki katı daha yapılabilirdi. Ama amaç köprü, tünel, yol yapmak değil; devlet kasasından yandaşları zengin etmek, yandaşlar üzerinden faşist AKP iktidarını beslemek olunca zararın hesabı yapılmıyor. Tam tersine zarar ne kadar büyürse yandaşların ve AKP iktidarının serveti o kadar büyüyor.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Çanakkale Köprüsü, bu dört örnek projede de araç geçiş garantisi: 105 milyon 102 bin. 2023’te ortalama araç sayısı ise 35 milyon 570 bin.
Aradaki uçurum farkı AKP faşizmi halkın emeğinden, ekmeğinden çalarak, zamlarla, vergilerle halkın kanıyla, canıyla beslenen “Beşli Çete”ye veriyor.
Bu dört örnek projede de Araç geçiş garantisi: 105 milyon 102 bin.
2023’te ortalama araç sayısı ise 35 milyon 570 bin.
Aradaki uçurum farkı AKP faşizmi halkın emeğinden, ekmeğinden çalarak, zamlarla, vergilerle halkın kanıyla, canıyla beslenen “Beşli Çete”ye veriyor.
Yap-İşlet-Devret Projeleri Halkı Geleceğini Karartan, İpotek Altına Alan Projelerdir. Yoksulluk ücreti olan asgari ücretliler, tüm emekçilerin ve emekliler maaşlarına zam isterken “ekonominin buna elverişli olmadığını” söyleyen AKP faşizmi siyasi propaganda için, yandaş ve emperyalist tekelleri beslemek için;
Halkın ve ülkenin acil ihtiyacı olmayan, tam tersine, üretimde ve tarımda kayıplara, doğa katliamına neden olan köprülere, otobanlara, şehir hastanelerine, konuta, alışveriş ve ticaret merkezlerine borç aldığı milyon dolarları aktarıyor.
Yap-işlet-devret projeleri halkı geleceğini karartan, ipotek altına alan projelerdir. Geleceğimize, vatanımıza, doğamıza sahip çıkmanın tek yolu Halk Komitelerinde, Halk Meclislerinde örgütlenmek ve faşizme karşı mücadele etmektir.
(*)Kaynak: Karayolları Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Sayıştay Denetim Resmi Taslak Raporu – 16.09.2019 tarihli 2 No’lu Mutabakatname
John Perkins’in Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları Kitabından:
Yazar kendisinin bir ekonomik tetikçi (Economic Hit Man) olduğunu söyledikten sonra, bunun ne anlama geldiğini açıklıyor:
“Ekonomik Tetikçiler, yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve diğer yabancı ‘yardım’ kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar.
Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır. Oynadıkları oyun imparatorluklar kadar eski olmasına rağmen, günümüzdeki küreselleşme sürecinde yeni ve korkutucu bir boyuta ulaşmıştır. Nereden mi biliyorum? Ben bir Ekonomik Tetikçiyim.” (Syf. 5)
“… Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı yardım kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin tabii kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar.
Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır.
Nereden mi biliyorum? ‘Ben Bir Ekonomik Tetikçiyim.’ diyor.
John Perkins ve şunları söylüyor:
1)Kendi otomobilini üretemeyen ülkelere borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız.
2)Sonra onlara arabalarımızı satarız.
3)Daha sonra bankalarını satın alırız.
4)O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız.
5)Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle…
6)O ülkeye Dünya Bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız.
7)Ayarlanan kredi asla o ülkelerin hazinesine girmez.
O ülkeye ‘Proje’ yapan bizim şirketlerin kasasına girer.
8)Enerji santralları, sanayi alanları, limanlar ve dev havaalanları yapılır.
9)Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton yığınları oluşur ama bu büyük projeleri yapan bizim şirketlerimiz kazanır.
10)Bütün bu işleri yaparken o ülkelerde birileri de nemalandırılır. Toplum bu işlerden hiçbir şey kazanamaz. Ama ülkeler çok büyük bir borç altına sokulmuş olur.
Bu o kadar büyük bir borçtur ki, ödenmesi imkânsızdır.
PLAN AYNEN BÖYLE İŞLER.
Sonunda ekonomik danışmanlar ve tetikçiler olarak gider onlara deriz ki;
Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman doğal kaynaklarınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin. …”
Halk Okulu Dergisi, Sayı: 456
Dergiyi İndirmek İçin Tıklayınız