Yaşamdan Emekli Olunmaz!
Türkiye’de emeklilik sistemindeki adaletsizlikler bitmek bilmiyor. 2006/2008 yıllarında AKP iktidarı tarafından çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK) ile emeklilik sisteminde büyük adaletsizlikler ve haksızlıklaryaratıldı. Zaman içinde yapılan yamalar ile bu adaletsizliklerdaha arttı!
İşbirlikçi, faşist AKP iktidarı, şimdi de gözünü emeklilerin aldığı üç kuruşa dikti. Hedef: kelimenin gerçek anlamıyla MEZARDA EMEKLİLİK!
Geçtiğimiz hafta AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, ülkede çok fazla emekli olduğunu söyleyerek emeklilik yaşının 70’e çıkarılması gerektiğini, bununla ilgili yeni çalışmalar yaptıklarını duyurdu.
Küstah, ahlaksız, kafatasçı, faşist AKP’nin “Fazlalık” olarak gördüğü insanlarımız, ömürlerinin en verimli yıllarınıüreterek geçirmişler ve bugün de karşılığınıalmak, insanca yaşamak istiyorlar.
Emeklilik sosyal güvenlik hakkının ayrılmaz bir parçası olup temel bir hak niteliğindedir. Sosyal güvenlik hakkı, dolaysıyla emeklilik hakkı Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel bir insan hakkıdır.
Ancak ülkemizde hem emeklilik hem de emeklilerin insanca bir yaşam sürmeleri giderek imkânsızlaşmaktadır.
Çalışma Bakanlığı’nın verdiği rakamlara göre (en son EYT’lerden emekli olanlarla birlikte) 16 milyon emekli var. Temmuz 2024 itibariyle net asgari ücret 17 bin 2 lira 12 kuruştur. Ve yine Temmuz 2024 itibariyle en düşük emekli maaşı, kök aylığı 10 bin TL olan bir emekli için 12 bin 473 TL’dir.
Yani milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık gelir ile yaşamını sürdürüyor. Öte yandan düşük gelirleri nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısından fazlası ya ikinci bir işte çalışıyor ya da iş arıyor. Yine kirasını, elektriğini, suyunu ödeyemeyen, aldığı maaşla geçinemeyen çok sayıda emekli de çareyi, bulabilirse huzurevlerine gitmekte veya bir yakınının yanında “sığıntı” olarak yaşamakta görüyor.
Kapitalizm İnsana Değer Vermez;
Emekliyi Külfet Olarak Görür
Emekli maaşlarının yetersizliği, enflasyon ve hayat pahalılığı, emeklilik yaşı ve prim gün sayısının yüksek oluşu (Türkiye’de emeklilik yaşı kadınlar için 58, erkekler için 60’tır) gibi güncel sorunların yanı sıra;
Sağlık sorunları (Emeklilerin uzun yıllar çalışmış olması, yetersiz beslenmesi, stresli yaşam koşulları ve sağlık harcamalarını karşılayamaması, kronik hastalıklar, kalp-damar rahatsızlıkları, kanser gibi ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu da hem yaşam standartlarını hem de yaşam sürelerini düşürmektedir.)
Sosyal sorunlar (Emeklilerin gelirleri düştüğü için, sosyal hayattan uzaklaşmakta ve yalnızlaşmaktadır. Emekliler, aileleriyle, arkadaşlarıyla ve toplumla iletişimlerini kaybetmekte ve kendilerini değersiz hissetmektedir. Ayrıca emekliler, çocuklarına veya huzurevlerine bağımlı hale gelmekte ve gururları incinmektedir) kar topu gibi, her gün daha da büyüyor.
Türkiye’de emeklilikte ortalama ömür beklentisi 17,6 yıl ile OECD ve Avrupa ortalamasının oldukça altındadır. Emeklilikte ortalama ömür beklentisi Fransa’da 25 yıl, Yunanistan’da 24 yıldır.
EYT büyük bir toplumsal sorundur. Emeklilikte yaşa takılmak 1998 yılında işe giren ve o tarihte 2023 yılında emekli olma hakkına sahip bir işçinin, 1999 yılında çıkarılan bir yasa ile emekliliğinin 15 yıl sonraya, 2038 yılına ertelenmesidir.
Görüldüğü üzere sömürücü, asalak, çürümüş kapitalist sistemin emeklilere reva gördüğü yaşam açlık, yoksulluk ve zulümdür. Yıllarca çalıştırıp, yaş haddinden veya çeşitli rahatsızlıklarından, çalışırken yaşadığı “kazalardan” dolayı çalışamaz duruma gelen emekçiler, onlara göre bir külfet, kurtulunması gereken bir fazlalıktır.
Sorunların Çözümü Örgütlenmektir
Ülkemizde daha çok dernekler, cemiyet ve vakıflar şeklinde örgütlenmeye çalışan emekliler, 90’lı yıllardan itibaren sendikal örgütlenmelerine kavuşmuşlarsa da, gelinen aşamada sendikaların işbirlikçileşmesiyle birlikte esas olarak yine örgütsüzleşmiş ve bu durumdan güç alan iktidar saldırılarını daha da artırmıştır. Neredeyse tüm sosyal haklarını gasp ederek, emeklilik hakkını fiilen ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.
Emekçi halkımızın yüzyılı aşkındır sürdürdüğü ve kan, can bedeli mücadeleyle kazandığı haklarına yönelik tehdit, saldırı ve gaspların önüne geçebilmenin de tek yolu örgütlenmek, mücadele etmektir.
Bunun için;
1)Haklarımız nelerdir, öğreneceğiz.
2)Haklarımızı kullanmak ve korumak için örgütleneceğiz.
Yaşamdan Emekli Olunmaz!
İnsanca Bir Yaşam İçin, Haklarımız Ve Özgürlüklerimiz İçin Örgütlenelim, Mücadele Edelim;
Emekli Meclislerinde Birleşelim!
Devrimci İşçi Hareketi
* HALK ANAYASASI TASLAĞI
- Özürlüler ve Emekliler, Toplumsal Yaşamın Dışına İtilemez, Hakları ve Toplumsal Yaşama Her Düzeyde Katılımları Güvence Altına Alınır;
Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde, iş kazası, emeklilik, hastalık, çalışma yeteneğini kaybetme gibi nedenlerle çalışamayacak duruma gelen emekçilerin ve tüm engellilerin yaşamlarını en iyi şekilde sürdürmeleri sağlanır.
Çünkü sömürü ve patronların daha fazla kâr hırsı üzerine şekillenmiş önceki rejimde yaşlılık, sakatlık, emeklilik, işe yaramamanın ve toplum dışına itilmenin adı olmuştur. Halk Cumhuriyeti emekliler için, topluma yıllarca emek vermiş insanların saygı ve sevgi gördüğü, ekonomik açıdan rahat ve huzurlu yaşadığı bir ortam yaratmayı; engellilerin için, toplumsal yaşama aktif olarak katılabilecekleri koşulları hazırlamayı toplumsal bir görev ve borç sayar