Hüseyin Cevahir, Maltepe’de kuşatıldıklarında, bu çatışma tam 51 saat sürmüştü. 51 saat direnmişlerdi, son kurşunlarını da atabilecekleri ana kadar.
Onlardan sonra, onların canını kalbine gömen arkadaşları, nice 51 saatler süren direnişler yaratacaktı. Onlardan öğrenmişlerdi, silahlı düşman karşısında onurunu satmamayı.
Egemenlerin, sadece silahları, hapishaneleri vardı korkuyu yaymak için. İçi boş bir güçtü aslında. Çünkü, gelecekleri yoktu. Mantığı, gerekliliği, ideolojisi, sağlam bir dayanağı yoktu. Kimi, kime ne yaptığı için katlediyor, tutukluyordu.
Halkın güvenliğini mi alıyor, yoksa halkı savunanları, yani halkı mı katlediyor ve tutukluyordu?..
Cevahir, halkı savunanlardan biri…
Ve şimdi onlar az değiller, dünyanın dört bir tarafındalar. Çoğalıyorlar, çoğalıyoruz.
Geleceği kendimiz şekillendirmek için…
Ruhu Su, genel anlamıyla aydın olma sorumluluğunu özellikle bir dönem müzik alanında tek başına kalmışken bile yerine getirmeye çalışmıştır. Günümüz sanatçıları aydın olmanın gerektirdiği tutarlılık, özveri ve cesaretten yoksundur. Onlar hep sığ sularda yaşamak istiyorlar. Her baskı dönemi onları eğip büküyor, “döndürüyor”. Fırtınalardan kaçıp saklanabilecekleri, sığınabilecekleri bir limanları olsun istiyorlar. Hatta kendilerine bu amaçla kullandıkları küçük yapay dünyalar yaratıyorlar. Üstelik bu yetmiyormuş gibi esen rüzgârlara direnmek isteyenleri de bu yapay dünyalarına davet ediyorlar.