“Biz Hep Buradaydık ve Her Defasında, Sizi Kovmayı Başardık.”*

Halkın Koçakları’nda 29 Nisan Pazartesi günü yayınlanan halk kahramanlarından Cemil Hayek’in anlatıldığı bölümün kaydını paylaşıyoruz.

*

“Biz Hep Buradaydık ve Her Defasında, Sizi Kovmayı Başardık. Gene başaracağız!”

CEMİL HAYEK

Nereye giderseniz gidin, bu toprakların her bir yanında halk kahramanlarına dair türkülere, destanlara rastlarsınız. Halk, kendi içinden çıkardığı kahramanları unutmaz. Destanlarını anlatıp, türkülerini söyleyip dilden dile geçirir.

Kimdir halk kahramanı? Zulme karşı direnip savaşandır.

Yeri gelince bu uğurda ölümü onur bilip ölümsüzleşendir. Cemil Hayek’te onlardan biridir.

Cemil Hayek, Hatay bölgesindeki Arap halkının 1930’larda yaşayan ve emperyalistlere karşı direnen halk kahramanıdır.

1920-1930’lar da Suriye ve Hatay, Fransız emperyalizminin açık işgali altındadır. Hatta şu anlatılır: Fransız işgal ordularının komutanı, Suriye işgal edilince, Selahaddin Eyyubi’nin mezarına gider. Ve büyük bir küstahlıkla “Biz geri döndük Selahaddin” der.

Selahaddin Eyyubi, Haçlı ordularını bozguna uğratarak, Kudüs ve çevresini Haçlılardan geri alan Müslüman ordusunun başkomutanıdır. Bu tarihsel olay, Batılı Beyaz Adam’ın öyle gözüne batmış ki, Suriye’yi işgal eder etmez, intikam alırcasına asırlar önce ölmüş olan Selahaddin Eyyubi’ye böyle seslenmişler. Kibir, küstahlık ve kin vardır emperyalistlerin bu sözünde.

Mezarın içindeki Selahaddin Eyyubi’ye böyle yaklaşan emperyalistlerin, hayatın içindeki halka nasıl yaklaşacakları açıktır. Emperyalist çıkarlarının üstünü “uygarlık” götürme yalanıyla örterek bölgeyi işgal etmişlerdir. Oysa daha Fransa, İngiltere, Amerika diye bir yer yokken, Antakya dünyanın en uygar yerleşim yerlerinden birisiydi.

CEMİL HAYEK KİMDİR?

Cemil Hayek, Fransız emperyalist güçlerinin işgali altındaki Hatay’ın Samandağ İlçesi’ne bağlı Kabaharnup (Çanakoluk) Köyü’nde yaşayan sıradan bir delikanlıydı. Ta ki yörenin zengin bir ailesinin züppe oğlu, kız kardeşi Rozana ‘ya sarkıntılık yapana kadar. Bunu kabul edemezdi Rozana’nın ailesi. Bizim insanımız namusuna değer verir. “Namus belası”na ölür, öldürür, dağa çıkar, hesap sorar.

Zengin ve zalim asalak takımı, halka istediklerini yapabileceklerini zannediyorlardı. Ama bu asalakların alçaklığına karşı, halkın misilleme hakkı vardır. Ve Rozana’nın ailesi de bu hakkı kullanır. Kızlarının namusunu kirletmeye kalkanlardan hesap sormak için harekete geçerler.

Çatışmalar yaşanır.

Bu tablo, emperyalist işgal güçlerinin hoşuna gitmez. Halkın silahlanıp hesap sormaya kalkışmasına tahammül edemezler. Halk, eğer kendi sorunlarını kendisi, hem de silahla çözmeye kalkarsa, yarın sıranın kendilerine geleceğini de iyi bilirler. Ve yaşanan çatışmaya, zenginlerin lehine olacak tarzda müdahale ederler. Bu sırada, Cemil Hayek yaralı olarak yakalanır.

Cemil Hayek, tutsak düşse de zalimlerden aman dilemez. Ah vah etmez, el etek öpmez. Onurunu ezdirmez. Tutsak alınmıştır, yaralıdır ama zavallı değildir. Boyun eğmeyi değil, firar etmeyi düşünür.

İşgal ordusunun askerleri, Cemil Hayek’i Halep’e götürürler. Kendilerine çok güveniyor, asıp kesiyorlardır. Ama Cemil Hayek, bir yolunu bulup hapishaneden firar etmeyi başarır.

Halep’ten Hatay’a geri döner. Sorulacak hesabı vardır çünkü.

İşgal güçleri, kendilerini rezil ederek kaçıp giden Cemil Hayek’in peşine düşer. Cemil Hayek, artık vur emriyle aranan bir kaçaktır. Ama halk için de emperyalistlerin otoritesine boyun eğmemenin örneğidir.

CEMİL HAYEK İLGALCİ EMPERYALİSTLERDEN HESAP SORMAK İÇİN DAĞA ÇIKAR

İşgal güçleri, sömürgeci deneyimlerinden hareketle böylesi örneklerin halkın içinde yayılacağını bilir. Ve bundan korkar. Sorun Cemil Hayek’in dağlarda tek başına dolaşıyor olması değildir. Halkın dağlarda dolaşanın kendi içinde kabaran hıncı, arzusu, hasreti, onuru, umudu olduğunu kavramaya başlamasıdır.

Emperyalist işgal güçleri, ne yaparlarsa yapsınlar Cemil Hayek’i teslim alamazlar. Karşılarında diz çöktüremezler. Birçok çatışma yaşanır, birçok kuşatmadan sıyrılır Cemil Hayek. Kendi yurdunu, dağların koyağını, ağaçların kavuğunu iyi bilir. Halkının bağrındadır. Ve düşman, ulaşamaz halkın bu yiğit evladına.

Cemil Hayek, halkına moral güç vermekte, efsanesi yayılmaktadır. Emperyalist işgalciler, bu durumu tersine çevirmek için askeri operasyonlar çekmekte ama her defasında elleri boş dönmektedirler.

Halk düşmanları, sarsılan otoritelerini korumak için, zulümlerini, saldırılarını, pusularını, muhbirlerini artırırlar. Cemil Hayek’in ailesine ve yakınlarına baskı kurup tehdit ederler. Yardım ettiğinden şüphelendikleri köyleri ve köylüleri takibata alırlar. Ama hiç birisi kar etmez. Ta ki Cemil Hayek ve abisi, Değirmenbaşı denilen yerde kuşatılana kadar.

KUŞATMALARDA TESLİM OLMAMAK HALK SAVAŞÇILARININ GELENEĞİDİR

Cemil Hayek ve abisi İbrahim, emperyalistlerin askerleri tarafından kuşatıldılar. Kuşatmayı yarma imkanı yoktu. Teslim olma ise akıllarına bile gelmedi. Halkın geleneğinde, ölmek var dönmek yoktur, onurludur bizim halkımız. Namus davası için dağlara çıkan halk, ölür de namussuzlara teslim olmaz.

Teslimiyeti namussuzluk sayıp yakıştırmaz kendisine. Ve çatışma başlar.

Göğüslerindeki çapraz fişekliği idareli kullanarak, işgalcileri yanlarına yaklaştırmazlar. Düşman kıpırdadı mı basarlar kurşunu. Cemil Hayek ve abisi ölümü hiç ederek çatışır. Yaklaştırmazlar yanlarına ama cephaneleri sınırlıdır ve giderek azalır.

Bu koşullarda, Cemil Hayek ne yapacaktır?

Halkın onuru olduğunun bilincindedir. Ve bu bilinçle, davranır. Silahını atıp ellerini kaldırarak düşmana teslim olmanın dayatılan namussuzluğa boyun eğmek olacağının farkındadır.

Cemil Hayek ve abisi, direnerek şehit düşer. Halkımız içinden çıkardığı bu yiğidini yüreğine gömer.

Hakkında ağıtlar yakılır, ezgileri dilden dile yayılır. Ve Cemil Hayek’in ölümsüzlüğü bugüne taşınır.

CEMİL HAYEK DİYOR Kİ;

Tarih boyunca egemen güçler kendilerine karşı isyan bayrağı çekenleri yok etmek için türlü yollar denemişlerdir. Onlar için önemli olan sadece esir almakta değildir. Düşüncelerinin inkarını istemişlerdir. Hatta yolundan dönenlerin canını bağışlayacaklarını bile vaat etmişlerdir. Ancak halklarımız yolundan dönmeyenleri kahramanlaştırmış, adına türküler yazmıştır.  

Cemil Hayek’te düşüncelerinden asla taviz vermemiştir. Kuşatıldığında teslimolmayı aklının ucundan dahi geçirmemiştir. Halkların tarih boyunca yarattığı teslim olmama geleneğinin devamcısı olmuştur. Düşmanı ölürken de yenmiştir. Çünkü yenilgi sadece fiziki değil ideolojiktir. Düşman onu katletmiştir ancak düşüncelerinin halkın yüreğinde daha güçlü bir şekilde yer etmesinin önünü kesememiştir.

Onurlu olmak zalimin zulmünü, yozluğunu sineye çekmeyip hesap sormak ve emperyalist işgalcilere boyun eğmeyerek ölümüne direnmektir.

Dün olduğu gibi, bugün de emperyalistler ve işbirlikçileri, Orta Doğu halklarına kirli politikalarını dayatıyorlar. Emperyalistlerin kirli politikaları, yalanları, silahları, uşakları Varsa Halkın da Cemil Hayekleri vardır.

Emperyalistlerin “Biz geri döndük” küstahlığına karşı, halkın cevabı da malumdur: Biz hep buradaydık ve her defasında, sizi kovmayı başardık. Gene başaracağız…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yazılar