Sorular Cevaplar – NATO

Önce Kristof Kolomb buldu Amerika’yı,

Sonra biz.

Umutlar azaldı, günden güne, mutluluklar

Ve ekmeğimiz.

Bir çocuk ağlarsa dağ başında

Gözyaşında Amerika akar.

Vurdularsa birini, kanı şorladıysa

Bilin ki o kurşunlarda Amerika var.

Kişi kişiye köle tutulduysa, asıldıysa

Darağaçlarında Amerika var.

Ama biz yine de direneceğiz

Sonuncumuza kadar.

1971 – Cahit Külebi

1-) NATO Nedir?

NATO’nun açılımı Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’dür. “Komünizm tehlikesi”ne karşı emperyalist dünyayı savunmak adına 4 Nisan 1949’da kurulmuştur. Sosyalist blok ve ulusal kurtuluş mücadelesi veren halklara karşı emperyalistlerin askeri ittifakıdır. Kurucu üyeleri ABD, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İtalya, İzlanda, Kanada, Lüksemburg, Norveç ve Portekiz’dir. 1952’de Türkiye ve Yunanistan, 1954’te de Federal Almanya NATO’ya üye oldular. NATO’nun üye sayısı, emperyalizmin ihtiyaçları çerçevesinde NATO’nun müdahale ve örgütlenme alanının genişletilmesiyle bugün 42’ye kadar çıkmıştır.

2-) Emperyalistler NATO ’ya neden ihtiyaç duydu?

Bu ihtiyacın temel nedeni sosyalizm korkusudur. Bu öyle bir korkudur ki dünyanın dört bir yanında pazar kavgasında birbirlerinin kanını döken emperyalistleri ittifak yapmaya zorunlu kılmıştır. Düşünün, 1. Paylaşım Savaşı’nda, Sovyet devrimiyle pazarlarının altıda birini kaybettiler. 2. Paylaşım Savaşı’na tutuştular; altıda bir, üçte bire çıktı. Avrupa’da Sovyet Kızıl Ordusu’nun desteğiyle Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Arnavutluk’ta gerici iktidarlar yıkıldı. Almanya’nın yansı sosyalist sisteme dahil oldu… Emperyalistler daha sonra Yugoslavya’yı kaybettiler, 1949’da Çin devrimi oldu. Dünyanın dört bir yanında da ulusal ve sosyal kurtuluş savaşları var. Gördüğünüz gibi 1945’- lerden sonraki bu tablo emperyalistler için hiç de iç açıcı değildir. Artık sorunu savaşla da çözemezlerdi üstelik. Ve üstelik, nükleer silahların olduğu bir dünyada, bir savaş kendi sonlarını da getirebilirdi. Onun için kendi aralarındaki sorunları savaşlarla çözmek yerine, askeri-ekono- mik ittifaklara yöneldiler. NATO gibi askeri ittifaklar (ve IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik ittifaklar), işte bu koşullarda oluşturuldu.

3-) NATO sadece bir askeri birlik mi?

NATO’yu tek başına emperyalist orduların birliği olarak değerlendirmek eksik olur. Askeri olarak NATO emperyalist sistemin bekçisi ve jandarmasıdır. Ancak misyonu sadece bununla sınırlı değildir. NATO aynı zamanda dünya halklarına yapılacak saldırıların örgütlendiği politik bir karargâh olarak çalışmaktadır.

Örneğin sosyalist ülkeleri yıkmaya yönelik karşı-devrimci faaliyetler, komplolar, provokasyonların büyük bölümü NATO karargâhlarında örgütlenmiştir.

Avrupa ülkelerinde ve NATO üyesi yeni-sömürgelerde antikomünist hareketler ve kontrgerilla teşkilatları NATO kararlarıyla örgütlenip şekillendirilmiştir.

Amerikan emperyalizmi, yeni-sömürgelerde faşist cuntaların işbaşına getirilmesinde NATO’ya da özel görevler vermiştir.

Bu anlamda da NATO, cuntalardan, kontrgerilla operasyonlarından, ölüm mangalarından, işkence ve tecavüzlerden, katliamlardan, kayıplardan sorumlu emperyalist kurumların başında gelir. Emperyalistlerin dünya halklarına karşı işledikleri suçların merkez üslerinden biridir NATO.

4-) Kontrgerilla da NATO’nun rolü nedir?

Evet. Avrupa genelinde bir kontrgerilla örgütlenmesinin kurulması daha NATO’nun ilk anlaşma metninde yer almıştır. Resmi bir karardır yani. Karar aynen şöy- ledir; “NATO’ya üye olan devlet, komünizme karşı mücadele edecek devlet kuruluşunu oluşturmak zorundadır. Bu örgütte yer alacak kadroları gizli tutulacak, gizlilik içinde çalışacaktır. ”

Bu maddeye bağlı olarak da NATO üyesi ülkelerde kontrgerilla örgütlenmeleri kuruldu. Örnek verirsek; İtalya’da Gladio, Fransa’da Rüzgar Gülü, Yunanistan’da Koyun postu, Belçika’da-Kılıç, Hollanda’da Namuslu HollandalIlar, Avusturya’da Gezici Spor ve Dostluk Birliği… adı altında kontrgerilla teşkilatlan oluşturuldu. Sosyalist sistemin dağılmasıyla Avrupa’daki kontrgerilla örgütlenmelerine ihtiyaç azalmış ve bunlar belli ölçülerde tasfiye edilmiştir. Ancak ekleyelim ki, işledikleri suçlardan dolayı tek bir kişi cezalandırılmamıştır.

5-) Sosyalist sistemin yıkılmasıyla NATO’nun işlevi değişti mi?

NATO’nun kuruluşunda belirtilen gerekçesi ortadan kalktı. Ancak dünyada sosyalizm tehlikesi bitmediği, emperyalizme boyun eğmeyen ülkeler, halklar ve emperyalist sömürünün giremediği topraklar olduğu sürece NATO’nun işlevi de sürecektir. Emperyalist sistem var oldukça, NATO da kendi varlığını meşrulaştıracak gerekçeler üretecektir. Tıpkı ‘90’larda Avrupa’daki eski sosyalist ülkelerin denetim altına alınması görevini üstlendiği gibi.

NATO’nun müdahale alanını emperyalistlerin ihtiyaçlarına göre genişletilmiştir. ‘91’deki NATO zirvesinde “Rusya’da ve eski sosyalist ülkelerdeki karışıklıklar… Ortadoğu ve Akdeniz’in güneyindeki ülkelerden gelebilecek tehdit-

ler” denilerek, bu bölgeler de NATO’nun müdahale kapsamına sokulmuştur. 2004 NATO zirvesinde ise, Asya da müdahale alanı sayılmıştır. Kısacası dünyanın neresinde emperyalistlerin çıkarlarını tehdit eden bir gelişme olursa, NATO’nun işlevi de ona göre yemlenmektedir.

6-) ABD NATO ilişkisi nedir?

Kurulduğu günden bu yana NATO’da Amerika’nın belirleyiciliği vardır. Bu belirleyicilik ABD’nin verdiği asker sayısıyla, finansmanıyla pekiştirilmişin Amerika, NATO’nun her karar ve operasyonunda son söz sahibidir. NATO, ABD’den ve politikalarından bağımsız düşünülemez. 1999 yılında yapılan NATO zirvesinde, NATO’nun “istikrarsızlıklar, organize suçlar, kitle imha silahlarının yayılması ve terör tehdidine karşı ” savaştırılması kararının alınmasıyla, NATO, alenen Amerika’nın politikalarının hizmetindeki bir askeri örgüte dönüştürülmüştür.

7-) NATO Irak’ta neden yoktu?

Emperyalistler arası çelişkilerin varlığını unutmamak gerekir. Amerika, imparatorluğunu ilan etse de, bu tüm emperyalistlerin ona kayıtsız, şartsız uyacağı, sömürüden daha az pay almayı kabul edecekleri anlamına gelmiyor. Başta Almanya ve Fransa olmak üzere, emperyalistlerin bir kısmı Irak işgaline daha fazla pay hesaplarıyla karşı çıkmışlardır. Bu nedenle işgale bir çok NATO üyesi asker göndermiş olsa da, NATO resmen dahil edilememiştir. Emperyalistler, anlaştıklarında, Yugoslavya’da, Afganistan’da olduğu gibi NATO şemsiyesi altında hep birlikte de saldırmaktadırlar.

😎 Türkiye NATO’ya nasıl üye oldu?

1950 seçimleriyle iktidara gelen ve geleceğini emperyalizmle işbirliğinde gören Menderes iktidarı, NATO’ya üyelik başvurusu yaptı. Ama önce oligarşinin rüştünü ispat etmesi gerekiyordu. Oligarşi için Kore savaşı bu açıdan iyi bir fırsattı. 28 Temmuz 1950’de Kore’yi işgal eden NATO güçlerine Türkiye de 4500 askerle katıldı. Kore’de en şiddetli çatışmaların yaşandığı cephelere Türkiye askerleri sürüldü. Kore’ye giden 4500 askerden 3130’u bu cephelerde öldü. Böy- lece Menderes iktidarı, binlerce gencimizin kanıyla emperyalistlere iyi bir işbirlikçi olacaklarını ispat etmiştir. Ödül olarak da 18 Şubat 1952’de Türkiye NATO üyeliğine kabul edildi.

9-) NATO’ya üye olmanın Türkiye için anlamı nedir?

Bağımlılık! Türkiye ordusu Kurtuluş Savaşı’nda emperyalist işgalcilere karşı bağımsızlık savaşı veren bir orduydu değil mi? Oysa bu ordu, Kore’de emperyalizmin ordusuna dönüştü. Vatanını işgale karşı koruyan Kore halkının kanını döktü.

NATO’ya üye olunmasıyla Türkiye, bağımsızlığını tamamen kaybetmiş, emperyalizme bağımlı bir ülke haline, TSK da kurtuluş ordusundan emperyalizmin emrinde bir ordu haline dönüşmüştür. TSK, ondan sonra emperyalizm adına 13 kez yurt- dışında uşakça görevler üstlendi. Kore’de, Yugoslavya’da, Afganistan’da, Bosna-Hersek’te, Kosova ve Letonya’da emperyalizmin hizmetinde yeraldı.

10-  ) NATO’ya üye olmak başka yükümlülükler getiriyor mu?

Bağımsızlığını kaybetmişsen, emperyalizmin işgal ordusuna dönüşmüşsen, emperyalizmin istediği her şeyi de yerine getirmek zorundasın. Emperyalistler NATO anlaşmasına ve ikili anlaşmalara dayanarak, ülkemiz topraklarını ve ordusunu istedikleri gibi kullanmaya başladılar. Bir çok ABD ve NATO üssü kuruldu. Emperyalistlere tahsis edilen bu üslerden kalkan uçaklar, Yugoslavya’da, Irak’ta, Afganistan’da halkların kanını döktü. NATO’ya üye olmak emperyalizmin askeri olmaktan, onun adına halkların kanını dökmekten başka bir yükümlülük getirmiyor.

11-  ) NATO gibi bir güç Türkiye ’ye neden ihtiyaç duyar?

Birçok nedeni var. Sıralarsak:

Birincisi yeni-sömürge askeri ucuz askerdir. ABD Dışişleri Bakanlarından John F. Dulles 1950’ler- de, “NATO’ya en ucuz askeri Türkiye sağlıyor. Bir Türk askerinin bize maliyeti 23 sent!” demişti. ABD başkanlanndan Ro- nald Reagan ise günlüğüne şöyle yazmıştı: “Bir Türk askeri yılda 6 bin dolara mal oluyor. Eğer onu bir Amerikan askeriyle değiştirmeye mecbur kalırsak maliyet 90 bin dolara çıkıyor. ”

İşte emperyalistlerin ülkemize ve orduya bakışı budur. Ucuz pazar, ucuz asker. “En iyi ihraç malınız ordunuz” denilerek oligarşiye ordunuzu iyi pazarlayın denilmektedir.

İkincisi, emperyalistler işgal bölgelerinde kendi askeri öldüğünde oluşan iç kamuoyundan rahatsızdır. Onun için yeni-sömürge askerinin ölmesi onları bu dertten de kurtaracaktır.

Üçüncüsü; askeri nedendir. Hem sayısal olarak, hem coğrafi olarak emperyalizmin doğrudan müdahalesinin yetersiz kaldığı durumlarda işbirlikçi ülke orduları kullanırlar. Böylelikle hem hareket alanları, hem cepheleri genişlemiş olur.

12-  ) Ülkemizdeki kontrgerillayı da NATO mu örgütledi?

Yukarıda belirtmiştik; NATO üyesi olmanın şartlarından biri komünizme karşı mücadele edecek gizli bir örgütlenme oluşturmaktı. Ülkemizde, NATO’ya üye olunduktan çok kısa bir süre sonra 27 Eylül 1952’de “Seferberlik Tetkik Kurulu” adıyla ilk kontrgerilla teşkilatı kuruldu. Bu kurumun adı 1945’te Özel Harp Dairesi, 1990’lardan sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı olarak değişmiştir. Ve bunlar, kendi halkına karşı her türlü katliam, kaybetme, işkence, prova- kasyon… yöntemlerini uygulamıştır. Sonuçta oligarşi emperyalizmin direktifleri doğrultusunda kendi halkına karşı savaşacak şekilde, iç savaşa göre örgütlenmiştir. Örgütleyenlerden biri NATO’dur.

13-) NATO gibi bir güce karşı durulabilir mi?

Buna iki dönemden örnek verelim. 1950’de NATO güçleri “komünist

tehdit” gerekçesiyle Kore’yi işgal etmişti. Devasa askeri ittifak Kore halkına boyun eğdiremedi. Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasını engelleyemedi. 2001’de “Teröre karşı savaş” gerekçesiyle tüm NATO ülkeleri Afganistan’ı işgal ettiler. Buna karşın bir çok olanaktan mahrum bırakılmış yoksul Afgan halkı, yıllardır NATO’ya karşı direniyor ve ülkenin büyük bir bölümünü denetimi altına almış durumda. Afganistan, NATO’nun direnen ve savaşan halklar karşısındaki acizliğinin kanıtıdır.

14-) NATO üyeliğinden çıkamaz mıyız?

Oligarşinin zaten böyle bir niyeti yok. Olamaz da. Onun için oligarşinin iktidarı yıkılıp halkın iktidarı kurulmadan ne NA- TO’dan, ne de diğer emperyalist kurumlardan kurtulamayız. Emperyalizmle tüm bağlılık ilişkilerini koparıp atacak olan halkın devrimci iktidarı olacaktır. Ve halkın iktidarını kurmak için NATO’ya karşı da, işbirlikçi ordusuna karşı da savaşmanın gerektiğini çok iyi biliyoruz.

15-) Bağımsız, demokratik Türkiye ’de NATO ’nun durumu ne olacak?

Bağımsız, demokratik, sosyalist bir Türkiye’de emperyalizmle her türlü siyasi, ekonomik, kültürel bağımlılık ilişkisine son verileceği gibi her türden askeri ilişkilere son verilir.

Bu konuda Halk Anayasası Taslağı’nın 7. maddesi şöyledir: “Başta NATO olmak üzere saldırgan amaçlı paktlardan çıkılacak, saldırgan amaçlı her türlü anlaşma iptal edilecek, ülke toprakları üzerindeki emperyalist üsler kaldırılacaktır. ”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yazılar