Röportaj: Edibe Özçelik’in Katilleri Cezalandırılsın

Hatay’da artık tarihi deprem öncesi ve sonrası diye ayırmak gerekiyor…

6 Şubat depreminden sonra Hatay çok ağır bedeller ödedi. Binlerce insan bu depremde katledildi ve şehir yerle bir oldu.

Devletin olmadığı, gelmediği noktada halk kendi yaralarını sarmaya çalıştı. Depremin üzerinden 11 ay geçmesine rağmen depremi yaşayan tüm şehirler gibi Hatay da ”enkaz altında” kalmaya devam ediyor.

”Öldüren Deprem Değil Önlem Almayan Faşizmdir” sloganı 11 aydır tüm gerçekliğiyle karşımızda duruyor.

Hatay’ın Samandağ-Tekebaşı Mahallesi’nde 70 yaşındaki Edibe Özçelik ailesiyle birlikte yaşadığı evde devrimcilere yapılan bir baskın sonrası kalp krizi geçirdi ve hastaneye kaldırılması engellenerek 17 Ocak 2020 tarihinde katledildi.

Edibe Anne’nin Hatay’da yaşayan ailesiyle yaptığımız röportajı paylaşıyoruz.

Edibe Özçelik’in Katilleri Cezalandırılsın!

Canımız, annemizin bu şekilde katledilmesi, annemizin canına kastettiler haksızlık ettiler, adaletsizce davrandılar ve elbette yaşadığımız acılarımızı halkımızla paylaştık fakat öfkemiz kızgınlığımız hala diridir.

3 Mart 2020 tarihinde direniş kararı verdik ve yaklaşık 3 yıl süreyle bir mücadele yürüttük. Samandağ Abdullah Cömert Alanında haftanın pazartesi ve perşembe günü adliye önünde sürdürdük. Depremden sonra ara verdik direnişe.

Susturun şu kadını sesi çıkmasın diyen katillerin cezalandırılmasını istiyoruz.

Davada ilk olarak Hatay Valiliği tarafından soruşturma izni verilmedi daha sonra Bölge Mahkemesi takipsizlik kararı verdi. En son İstanbul’da açılan davada şimdiye kadar Anayasa mahkemesinden hiçbir somut yanıt-cevap almadık.

Yazılacak o kadar çok konu var ki deprem gündemi üzerine, değil belgesel, destan bile yazılabilir. Deprem bölgelerinde her şey normale döndü diyenler var; fakat gerçek şu ki hiçbir şey normale dönmedi. Çünkü büyük bir katliamdı ve kayıplar çoktu.

Depremzedeler olarak hepimiz ölüme terkedildik. Tarifsiz bir acıydı…

Depremde yaşadığımız süreç zor bir dönemdi. Bir yanda ölenlerimiz diğer yanda sağ kalanlarımız, çoğumuz dışarıda kaldık -ne barınmak için yaşam alanları ne de toplanma alanı kurulmamıştır.-Hazırlıksız bir şekilde yakalandık, herkes bütün olarak dayanışma içinde yardımlaşarak birbirimizin acılarımızı-yaralarımızı sardık, iyileştirdik. Deprem olduğunda orada olmayan devlet, dayanışma içinde olanlara da saldırıyordu.

Ailelerimiz, halkımız ve bizler olarak depremin acı izleri hala üzerimizde. Yaşanan depremde katliamdan sağ çıkanlara gerçek somut çözüm bulunabilecekken hiçbir sorun çözülmedi. İktidar ve yetkililer, düzen partileri olsun, bütün bu yaşanan sorunlar için herkes bir şeyler yapabilirdi.

Gelen maddi yardımlar halka ulaştırılmadı. İnsanlarımız depremdeki kayıplarını arıyor, istiyor… Bu da ayrıca tarifsiz bir acı, öfke, kızgınlık. Barınma, ısınma, elektrik, su sorunları ve çözülmemiştir. Halkımıza yapılan haksızlık, politiktir. Aynı zamanda buradaki hayat, sosyal siyasi ve ekonomik olarak gittikçe zorlaştı. Ön sırada olan sorunlardan biri de mülksüzleşme…

Canımız annemizin ölümüne sebep olanların yargılanması için yeniden ‘’Adalet İstiyoruz’’ mücadelesine devam edeceğiz.

Depremden sonra barınma sorunlarımızdan kaynaklı direnişimize ara verdik.

Tarihi olan 6 Şubat depremlerinde katledilen canlarımıza da ‘’Adalet İstiyoruz Direnişi’’nde yer vereceğiz.

Sağ kalan bütün halkımızın, barınma sorunu ve tüm hakları için daha önce de olduğu gibi, herkes için adalet isteyeceğiz. Halkımızın desteğini bekliyoruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yayınlar