İdeolojilerin Savaşı’nda 25 Nisan Perşembe günü yayınlanan, emperyalistler ve işbirlikçilerinin halkların direnişi karşısında çöken projelerini, askeri ve siyasi gelişmelerle birlikte Ortadoğu’dan canlı bağlantı ile aktarıldığı bölümün kaydını paylaşıyoruz.
Emperyalizmin Kıskacında Ortadoğu
Ortadoğu geçmişten beri dünyanın en gerilimli bölgelerinden biri oldu. Bugün de, “bölgesel yeniden yapılanma” süreci ile uluslararası politika gündeminin ilk sıralarında yer alıyor. Gerek bölgesel dinamiklerin zenginlik ve karmaşıklığı, gerekse sürece dışarıdan müdahil olmaya çalışan öznelerin çokluğu, Ortadoğu’ya ilişkin analizin çok boyutlu olmasını gerektiriyor.
Ortadoğu’yu dünyanın sürekli kaynayan kazanı haline getiren, kuşkusuz, bölgeye dönük emperyalist çıkar çatışması. Sosyalizmin kapitalizmi devrimci bir alternatif olarak tehdit ettiği dönemde, emperyalistlerin orada ne aradığı sorusunun yanıtı açık bir biçimde veriliyordu: “Sovyet tehlikesi”ne karşı bölge ülke ve halklarının yanında olmak! Böylesi bir tehdidin somut biçimler alamadığı günümüz koşullarında ise dünya barışına ne pahasına olursa olsun katkıda bulunma ve barışı tehdit eden tüm unsurların temizlenmesi gibi öğelerle pazarlanan bir misyon belirgin hale geliyor. Kredili, haraçlı, toplu, tüfekli vs. her tür müdahale bölgede barışın kalıcı olarak sağlanmasına yönelik kararlılığın ifadesi olarak yutturulmaya çalışıyor.
ABD, bölgedeki eski Fransız etkinliğini tümüyle, İngilizlerinkini ise büyük oranda devşirmiş durumda. Ne Fransa’nın ne de İngiltere’nin bu devşirmeye direnecek siyasal ve ekonomik gücü yok ve silah pazarından aldıkları payla yetinmek durumundalar. Almanya ve Japonya ise tarihten gelen ilişkilerinin zayıflığı veya kesintilerle malul olması nedeniyle süreci dışardan, ama dikkatle izlemekte ve müdahil olabilecekleri koşulları kollamaktadır. Rusya, bölgede eski Sovyet etkinliğinin üzerine oturamamıştır. Bu ülkenin Ortadoğu’da hatırı sayılır bir güç olabilmesi için epeyce uğraşması gerekecek.
Radikal dinci akımların güçlenmesi, emperyalistlerin bölgeyi tümüyle kontrol altında tutmasını zorlaştırırken, bölgede sınıf çelişkilerinin üzerinin iyice örtülmesine yardımcı olmuştur. Bu nedenle, başta ABD olmak üzere emperyalistlerin bu akımlara karşı tam boy tavır almaları düşünülmemelidir.